İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Görüntüm çok çirkin ! Beni kimse Sevmiyor !


Yüzünde ve vücudunda görülen şekil bozukluklarından dolayı insanlar ondan hep bakışlarını kaçırıyordu,kızlar metrelerce uzağından geçiyorlardı.O duygusal manada kimseyi sevemezdi.Çünkü o çirkin ve de kamburdu.Kim niye sevsin ki hem.Her sabah kalktığında aynaya baktığında o çirkin yüzü,vücudu görmek onun için ızdırap verirdi.Hem bir peride yok tu ki bu dünyada tek dileğini sorsaydı, O da söyleseydi benim yüzümü-vücudumu güzelleştir diyebilseydi.Ortalıkta bir peride olmadığına göre yaşamanında anlamı yoktu belkide.Hayata küsmeliydi çekip gitmeliydi; kimsenin olmadığı,kimsenin ona bakmadığı bir yere gitmeliydi.Hem orada aynalarda yoktu,kendini görüp ızdırap çekeceği…

Yukarıda anlatılanlara konu çok güzel yaşanmış bir hikayemiz var.Daha önce biryerlerde rastlamış olabilirsiniz ama engelli kavramını gözünüzde bir daha canladırarak okumanızı tavsiye ederim.

İşte hikayemiz:

Moses Mendelssohn hiç yakışıklı bir adam değildi. Çok kısa boyunun olmasının yanı sıra, çok garip bir de kamburu vardı. Moses Mendelssohn, günün birinde Hamburg da yaşayan bir işadamını ziyarete gitti.

İşadamının, Frumtje adında çok güzel bir kızı vardı. Moses, bu güzel kıza umutsuz bir aşkla tutuldu. Fakat güzel kız onun çirkin görüntüsünden ürkmüştü. O nedenle, değil onun sevgisine karşılık vermek, yüzüne bile bakmak istemiyordu.

Ayrılma zamanı geldiğinde Moses, güzel kızın üst kattaki odasına çıktı ve tüm cesaretini toplayarak onunla son kez konuşma girişiminde bulundu. Kızın güzelliği öylesine olağanüstüydü ki, bir an için onun cennetten geldiğini bile düşündü.

Fakat kızın, başını kaldırıp da yüzüne bakmamaktaki direnci, Moses i çok üzdü. Güçlükle başarabildiği konuşması sırasında çirkin aşık, bu güzel kıza bir soru sordu: “Evliliklerin kutsal bir özelliği olduğuna inanır mısınız?” dedi.

“Elbette” diyerek yanıtladı güzel kız ve gözlerini yine kaldırmayıp Moses in yüzüne yine bakmadan, kendi de ona bir soru sordu: “Peki ya siz?”dedi.”Siz inanır mısınız buna?”

Moses bir an bile duraksamadı: “Evet,ben de inanırım” dedi ve ekledi: “Biliyor musunuz? Her erkek çocuğu doğduğunda Tanrı,onun evleneceği kızı belirlermiş. Benim doğumumda da,benim evleneceğim kız belirlenmiş ve bana Senin karın kambur olacak demiş.O zaman ben bir istekte bulunmuşum Tanrı dan.

Tanrım, kambur bir kadın bir trajedi olur. Lütfen onun kamburluğunu bana ver ve onu güzel bir kadın yap demişim.” Moses in bu sözlerinden sonra Frumtje gözlerini yerden kaldırdı, onun gözlerinin içine baktı ve elini uzatIp, Moses in elini tuttu.Ve daha sonra da onun, sevgili eşi oldu.

Bu anlatılanlar bir “peri masalı” değil, ünlü Alman besteci Mendelssohn un büyükbabası ile büyükannesinin evlenmelerinin öyküsüdür.

Resim ve hikaye alıntıdır.

14 Yorum

  1. Bu hikayeyi daha önce okumuştum ve çok etkilenmiştim..Allah çirkin talihi versin derler ya ben çok inanırım bu batıl inanca..Allah kusursuz insan yaratmamıştır..Herkezin bir kusuru mutlaka vardır..Bazı insanların yüzüne,bazı insanların fiziğine bazılarının beynine bazı insanların da kalbine düşüncesine verirmiş kusuru..Biz düşüncesi ve kalbi kusurlu olanlar dan olmayalım sevgiler..

  2. Adsız Adsız

    selam no engel,güzellikleri hep dış görüntüde arıyoruz,aslında asıl güzellik hep gizlidir aramak lazım değilmi,selamlar…

  3. Sevgili DBP,
    Değerli yorumun ve beğendiğine için teşekkürler.
    Sağlıcak kalın..

    Sevgili Siyah Kelebek,
    Çok güzel bir tespiy yapmışsın arkadaşım.Önemli olan kalbimizin güzelliği, her tarafımız altınla kaplansa ne anlama ifade ederki önemli olan iç güzelliği. Değerli yorumn için teşekkürler.

    Sevgili Neslihan Sönmez,
    A.Selam.Bloğuma hoş geldiniz,beni mutlu ettiniz.Sağlıklı,mutlu günler dilerim.

    Sevgili Ferzan,
    A.Slm.Hoş geldiniz.O güzelliği hep etrafımızda, yeterki keşfetmek isteyelim.Değerli yorumun için teşekkürler.

  4. Bu tür bakış açılarında, en önemli etken toplumun değer yargıları. Eger toplumda değer yargıları insani yönde gelişmiş olursa, o toplumu oluşturan bireylerin de, insanlara bakışı farklı olur. Kişilerin dış görünüm ve yapılarına değil de, iç dünyası, kültürü, davranış şekilleri önem kazanır ve kişilerin insani özellikleri ön planda tutulur.

    Bu şekilde bir toplumun oluşması için, yapılması gereken; Çocukların eğitiminde, insanlar arasında ayırım yapılmaması, kişileri dış görünüşlerine göre, giyim kuşamına göre değil de, insan olma özellikleri öğretilmeli. Ebevynler bu konuda bilinçlendirilip, çocuklarını bu yönde etmeleri sağlanmalı. Okullarda da, çocukların bu yönde eğitim ve gelişimine öncelik verilmesi gerekmektedir.

    Aksi taktirde, toplumun önyargılı ve duyarsız çocuklar yetiştirmesi sonucu, engelli kişilere ve maddi durumları nedeniyle kılık kıyafetleri iyi olmayanlara bakışlar, bu insanları rahatsız edecek ve sonucunda da, kendilerini toplumdan uzaklaştırma yolunu seçeceklerdir.

    Dünyamızı periler yönetmediğine göre ve bu perilere istediğimizi yaptırabilme gücüne sahip olmadığımıza göre, yapmamız gereken;

    Kendimiz peri olup, kendimizi geliştirmek, içimizi güzelleştirmek olmalıdır.

    Sevgiyle kal, canım arkadaşım..

  5. Çok güzel bir yazıydı ve yine duygulanarak okudum.Emeklerinize sağlık..

    Bugün doğa ile parktan dönerken ,uzun zamandır görmediğimiz bir kız çocuğuna rastladık. Dudağının üzerin de doğuştan oluşmuş bir Ur var.
    Doğa iki yaşından beri karşılaştığı park arkadaşının dudağın da ki uru bugüne kadar fark etmemişti yada onun o şekil de doğal olduğunu düşünüyor du. Büyüdü ve etrafını gözlemlemeye başlayınca ,arkadaşının dudağının neden böyle olduğunu sorduğu bugün..

    Hem kucuk kızın, hem de annesinin bu sorudan rahatsız olduklarını görünce ,araya girdim

    " asıl sen Sude'nin nasıl güzel gözleri olduğunu gördün mü doğa'cım , boyu ne kadar da uzamış değil mi ? " diyerek konuyu değiştirdim.

    Yanların dan ayrıldıktan sonra Doğa'ya Sude'nin sorunu ile ilgili onun anlayabileceği bir seviye de açıklama yaptım.

    O an konuyu başka bir yöne çekmekle doğrumu yaptım bilmiyorum ama annenin ve sude'nin bu sorudan rahatsız olmaları beni bu şekilde davranmaya yöneltti.

    Doğa'ya engelli kardeşlerimizle karşılaştığın da ne şekilde davranmasının daha doğru olacağını öğretmeye çalışıyorum. Önceden engelli arkadaşlarımızla karşılaştığın da sakat ifadesini kullanırdı.Artık Engelli demesi gerektiğini biliyor.

    Sevgiler

    Şenay

  6. Sevgili Arzucum,
    Çok güzel bir yorum yapmışsın.Seninde bahsettiğin gibi insanlar ne zaman dış görünüşe,fiziki eksikliklere bakmaktan ziyade iç güzelliğine,insani değerlere gerekli özeni gösterirse bizde bu tür sıkıntılardan kurtuluruz.Bu güzel tespitlerin ve
    değerli yorumun için çok teşekkürler Arzucum.Eline,yüreğine sağlık.Sağlıcakla kal..

    Sevgili Şenay Hanım,
    Küçük kızınızla yaşadığınız bu olayda doğru olanı yaptığınıza inanıyorum.Kızınız küçük ayrıntılara dikkat etmesi doğaldır.Ama bunları sizin gibi duyarlı ebeveynler sayesinde insanlarda eksik yönlerinden ziyada olumlu,güzel yanlarını görme yönünde konuyu değiştirmeniz çok yerinde bir davranış olmuş.Yapılması gereken çocuklara yavaş yavaş engelli bilincini aşılamaktır.Sizi bu örnek davranışınızdan dolayı tebrik ediyorum.Bu güzel yorum yazınız içinde ayrıca teşekkür ediyorum.Yüreğinize sağlık.
    Sağlıcakla kalın…

  7. Merhaba,çok güzel bir hikayeydi,engelin vucumuzda olması hiçbir şey ifade etmiyor bana göre aklımızda beynimizde olmasın o engeller…

    sevgiler…

  8. Merhaba,
    Hoş geldiniz.Çok haklısınız.Engeller beyinde başlar, yürekte biter. Allah bizleri yüreği engelli olmayanlardan etsin.Değerli yorumunuz ve ziyaretiniz için teşekkürler.
    Sağlıcakla kalın..

  9. Asıl güzellik insanın içindedir No Engel kardeşim,Allah yarattığı hiçbirşeyi çirkin yaratmamıştır…

    Seni mimledim,istersen bir ara uğra ve konuya katıl,güzel bir mevzu bu sefer ki Mim konusu..:))

  10. Sevgili Hakan kardeşim.
    Çok haklısın.Allah yarattığı her kul bir mucize örneğidir.O ne yapıyorsa hayırlısını yapar.Değerli yorumun için teşekkürler.
    Sevgi ve sağlıcakla kal…

Bir yanıt yazın