İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Erkekler bizim ‘düşmanımız’ değil!

Biz daha birbirimize destek olamıyoruz ki kadınlar olarak.

Ben kadının hak ve adalet savaşında hayatımdan erkekleri çıkaramam…

Çünkü asıl o zaman çaresiz kalırım.

Böyle bir çağda ehliyet alırken bile babam ve abilerimin desteğine rağmen anneme karşı verdiğim mücadele akıl almaz çünkü.

Çoğu kadına göre kızları abileriyle yanyana bile yürümemeli.

En fazla onbeşinde evlenip kocası izin verirse perdeyi aralayıp çevreyi seyretmek neyine yetmiyor ki.

Değil üniversite ilkokul neyine yetmiyor.

Değil iş kadını olmak evinin kadını olmak neyine yetmiyor.

Hele hele araba sahip olup o arabayı kendisinin kullanması ne gereksiz bir iş.

Vallahi istediğiniz kadar kızın. Durum bu.

Biz önce içimizdeki bu zihniyetle savaş vermeliyiz.

Sonra kadın erkek omuz omuza erk sistemle mücadele edebilelim.

Hani “erkekler bu mücadelede aman bizden uzak dursunlar” diyorsunuz ya…

Ben de diyorum ki aman Allah korusun beni, sadece kadınların olduğu bir dünyadan!

Erkek çocuk annelerine bir bakın yakından.

Erkek düşmanlığı yaparken erkek çocuklarını ilahlaştırırlar.

Özel ilgiyle, ellerini ayaklarını öperek büyütürler. Kız çocuklarını ise hırpalayarak.

Evliliklerde kadın hep ilgi görmek isteyen taraftır. Ne tuhaf erkek de öyle.

İki tarafta hep bekler…

Kız çocuğu ilgiye aç büyümüştür. İster ki annesinin esirgediğini evliliğinde fazlasıyla yaşasın.

İyi ama hep el bebek gül bebek büyüyen erkek de annesinden gördüğü ilginin devamını görmek ister.

Şımartılmak, pohpohlanmak, sürekli takdir edilmek…

İstiyor ki annesi gibi onu sarıp sarmalayan, o istemeden isteklerini yapan annesi gibi bir kadın etrafında dönüp dolaşsın.

Hep geri plana itilen kız çocuğu da artık ön planda ilgi odağı olmak istiyor.

Evlilikler, sevdalar ilgiye aç insanlar yüzünden can çekişiyor.

Çocuk yetiştirirken adil olmayan kadın kendisi için adalet istiyor.

Hiç düşündünüz mü çok severek evlenen insanların evliliği neden çatırdıyor.

O çok aşık olan insanların aşkı neden uzun sürmüyor.

Artık aynayı kendimize mi tutsak?

Biz ne zaman ki düşmanımızın erkekler değil de erk sistem olduğunu anlarız, işte o zaman yol almaya başlarız.

Bu uğurda verilmiş mücadeleler kökten uca anlam bulur.

Şimdi kürekleri olmayan kayık gibiyiz. Rüzgar nereye biz oraya…

Kendi hayatımdaki köşe taşlarına bakıyorum da…

Bir çırpıda saydığım insanların hepsi erkek.

Hayatıma değer katanların, yol almamda yardımcı olanların hepsi erkek.

Ve en çok mücadelemi hep kadınlara karşı verdim ben.

Bu işte bir terslik yok mu?

Hem ezilen, dökülen olup hem birbirimizle anlaşamayıp, destek olmamak, birbirimize omuz vermemek…

Bunu hiç anlamadım, hiç anlamayacağım.

UTEYKİF Ankara temsilcisi
Alisa Çiçek Akyol

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın