İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Engelli Annesi Olmak

Engelli Annesi Olmak, Köşe Yazısı
Bir anne düşünün dokuz ay karnında taşıdığı onca sıkıntılara katlanıp dünyaya getirdiği çocuğu engelli olarak doğurmuş. Bu annenin ruh halini tahmin etmek zor değil. Bütün umutları yıkılır,kendinde suç aramaya başlar. Neden daha önce tespit ettirmedim, neden bu çocuğu dünyaya getirdim gibi psikolojik etkilere maruz kalarak suçluluk hissine kapılır. Fakat yapacak bir şey yoktur. Bu çocuk Onun için ömür boyu katlanacağı bir durum haline gelmiştir.Artık o çocuğu büyütmek zorunda, acıktığı zaman karnını doyurucak,sırtında taşıyacak,topluma karşı savunacak, kol kanat gerecektir. Anneliğin ruhunda zaten bu mevcut ama engelli bir çocuğun anneliğini yapmak daha bir zordur. İşte o annenin ruh halinden bir kaç yansımadan bahsedelim.

Kendimden örnek veriyim.Her 23 Nisan günü içimde bir burukluk olur.Nedeni ise 23 Nisanlarda düzenlenen orgnizasyonlarda çocuklara bazı etkinlikler verilir ve bunu törende yapılması istenir.Örneğin bir folklör gösterisi yapılacak öğretmen öğrencileri itina ile seçer.İsimlerin okunması anı geldiğinde öğretmen tek tek okumaya başlar ama bir türlü senin ismin o listede geçmez.Alışmışsındır artık her 23 nisanda senin ismin asla okunmayacak.Halbukiyse görev verilse elinden gelenin en iyisini yapacağından eminsindir.Belki bunu öğretmene söylemelisin ama o cesaeret hiç bir zaman olmaz hem çocuksun ve ruh halin bunu söylemeye izin vermez.Hem olurmuydu sakat birinin folklör gösterisine çıkması.Belki şiir okuyabilirdi ama şiirlerde bir yere kadar teselli ediyor insanı.Annemde her 23 Nisana gelir diğer çocukları izler arada bana bakardı.Bense herzaman ki yerimde işe yaramazın biri olarak oturup dururdum.İşte annemin bakış açısından şu anda düşünüyorumda ne kadar zordur.Herkes çocukları oynuyor,zıplıyor fakat Onun çocuğu bir kuytu köşede oturuyor. Oda isterdi çocuğunun bu gösterilere oyunlara katılmasını ama olmadı,olamadı.

Bazen tv’lerde izliyorum yüzme yarışlarında engelli bir yüzücünün sonuncu olacağını bile bile yüzmesi gibi bizimde hayatımız hep sonuncu olmakla geçiyor. Herzaman birincinin ismi anılır ama sonuncuya kimse itibar etmez. Bizde bu hayat yarışında sonuncu olarak dünyaya gelmişiz belki hiç bir zaman birinci olamayacağız ama hayat mücadelemiz azimle devam edecek. Sonuçta bu hayat yarışında var olmak, var olduğumuzu hissettirmek bizim için başlıca amaç olması gerek.
Konu nerden nereye geldi. İçimden geldiği gibi yazdım dostlar. Affınıza sığınıyorum.

Bu önemli gün dolayısıyla tüm Annelerin anneler gününü kutlar her günün bu özel gün gibi olmasını dilerim.
Yazar:NoEngel

30 Yorum

  1. Sevgili Eylülbahçesi,
    Yorumlarını imrenerek okuyorum.Çok güzel yorumlar yapıyorsun adeta ruhumun gıdası gibisiniz.Okudukça mest oluyorum.Bu yorumunuzda da yine çok güzel tespitler,ders verici cümleler kurmuşsunuz.Artık diyecek bir söz bulamıyorum.Tümüne katılıyorum.Allah razı olsun.

  2. Evet çok doğru dediniz''dünyada kalıcı iz bırakmak gönüllerin tacını takınmak, gönülleri feth etmek'' çok güzel bir ifade..işte insanı gerçek insan yapan budur, insanların ve Yaratıcının sevgisini kazanmak için fiziksel mükemmelliğe değil ruhsal mükemmelliğe ihtiyaç vardır.

    Bir de ''normal insanlara göre fiziki özellik gerektiren işleri yapamadığımızdan hep ikinci planda oluşumuzdur'' diyorsunuz ya…evet belki fiziksel özellik gerektiren işleri diğerleri kadar kusursuz yapamıyorsunuz ama şu da var ki Allah(cc) insandan bir şey alıp eksiltirse ona başka taraftan takviye yapar, biraz dikkat edin ve inceleyin kendinizi mutlaka diğer insanlara göre daha iyi olduğunuz daha bir özelliğiniz vardır..ve o özelliğiniz de diğer insanları sizin yanınızda ikinci planda bırakabilir. Hep dediğim gibi bakmak değil görmek diye…

    bakmak sadece fiziki bir organla yapılan bir eylem ama görmek için göz yetmez…çok iyi eğitilmiş ve kaybedilmemiş duygularınız olmalı, günümüzde en büyük mesele herşeyi dört dörtlük olan insanların kaybedilmiş hissiyatları olması bana göre…neden biliyor musunuz?
    Bir insanın herşeyi olursa, kendisini düşündürecek ve içsel muhasebe yaptıracak bir derdi sıkıntısı, eksiği, ihtiyacı olmazsa o insanın kalbi katılaşır, daha az dua eder daha az hisseder..acizliğini unutup kendini çok çok güçlü ve büyük zanneder..kimseye ihtiyacı olmadığını düşünür…bencilleşebilir…başkalarıyla empati kurma yeteneğini kazanamaz…böyle bir insan ne kadar sevilir, ne kadar değer görebilir ve dünyaya kalıcı olan ne bırakabilir ki?
    saygılarımla…

  3. Sevgili Şirinem,
    Annem ve tüm engelliler adına sana teşekkür ederim.Blogum açıldığından beri her zaman yanımda oldun bana adeta manevi bir güç oldun.Engelleri sizler gibi değerli insanların sayesinde aşacacağız bundan eminim.
    Değerli yorumun için teşekkür ederim Kardeşim.

  4. Canım kardeşim bende annenin geçmiş anneler gününü kutlar o güzel ellerinden öperim.Sevgili kardeşim hayatta zor olmayan hiçbirşey yok aynı engelli olmanın verdiği zorluklar gibi ama insan ne kadar güçlü olursa engellerde o kadar azalır diye düşünüyorum ve herzaman güçlü olmak zorundayız sende bugünlere gelipta vu kadar güzel paylaşımlara kucak açtığına göre çok güçlü bir insansın benim gözümde sevgilerimle :))

  5. Sevgili Suskun Melek,
    Bu anlamlı davranışından dolayı sizi tebrik ediyorum.Sitenizde benim yazımı görmek büyük mutluluk verir.Tüm engelliler adına teşekkürlerimi bir borç bilirim.

  6. merhaba engelli annesi olmak yazınızı sizin adresinizle ekledim.ve bloğunuzun adresini siteme ekledim.Sizin gibi engellilere destek veren bloğu herkezin gezip görmesini istedim.
    kucak dolusu sevgilerimle

  7. Sevgili Eylülbahçesi yine taşı gediğini koyan bir yorum yazmışsın.Lakin bu yorumundan sonra bir konuyu açma gereği hissettim.
    Birinci veya sonuncu olmak çoğumuz için elbette önemli değil. Fakat fiziki koşullar dahilinde çoğu şeyi yapamadığımızda bir gerçek.Burada ki sonunculuk kavramı normal insanlara göre fiziki özellik gerektiren işleri yapamadığımızdan hep ikinci planda oluşumuzdur.Bu bizim elimizde değil,diğer insanlarında bir suçu yok.Bununla yaşamayı öğrenmek,bunları fiziki olmasa da düşünce ile de olsa başarmaya çalışmak en büyük amacımızdır. Bu hayatta kalıcı iz bırakmak istiyorsak gönülleri fethetmek,gönüllerin tacını takınmak gerek.
    Bu güzel yorumun için teşekkürler Eylülbahçesi.

  8. Değerli dostum asıl birincilik bir yarışı önde tamamlamak mıdır? zahirde öyle görünse de asıl birinci daima en büyük mücadele ve azmi gösterendir bana göre, insan elinde olan nimeti zaten az bir çabayla kullanabilir, istediği noktaya ulaşabilir, istediği noktaya ulaşırken diğerlerinden daha büyük çaba gösteren insanlar her zaman daha takdire şayandır, azim ve emek insanı yüceltir.

    kimse alınmasın, belki ilgisiz bir örnek olacak ama hayatta çok saçma bulduğum bir yarış vardır mesela…birisi birinci olur diğerleri ağlar üzülür..birinci olan Allah tarafından kendisine verilmiş olan bir özelliği sayesinde birincidir, kendisi bunu kazanmak için bişey yapmamıştır, bir de utanmadan kendisiyle gurur duyar övünür, başkalarına yüksekten bakma cüreti gösterenler bile olur bazen… neden ? güzel miş efendim…güzellik kraliçesi olmuş, herkes onu tanır sever över iltifatlar yağdırır, bana göre hiç bişeydir o, eğer beyni, kalbi, ruhu boş bir güzelse daha da hiçtir. (İstisnalar hariç kimse kırılmasın).

    o iltifatları almak için ne emek vermiş ne kadar yorulmuştur ki?.. bana göre yüzme yarışında sonuncu olan engelli insan milyon kat daha değerlidir ve asıl birincidir..hayatın birincisidir…

    orda emek vardır…azim vardır..ben bu konuda size katılamıyorum malesef…sadece bakan değil gören olmak lazım hayatta…siz hayata sonuncu gibi bakarsanız asıl o zaman kaybeden olursunuz.

    tüm değerlerin, iyinin kötünün, doğrunun yanlışın karıştığı, yer değiştirdiği bir dünyada yaşasakta insan vicdanına kulak verdiğinde yine de doğruyu seçecektir…bir çok kişi olaylara aynı gözlükle bakıyor diye o şey doğru olmak zorunda değildir..ben engelli insanların hayata yenik başladığını düşünmüyorum ve öyle bakmıyorum…

    insanın değerlisi ve makbul olanı en sağlıklısı yada en başarılısı yada en güzeli değildir ki, bunların hepsi bugün var yarın yok olan şeylerdir …

    insanın değerlisi her zaman istisnasız kalbi güzel ve doğru olanıdır. Dolayısıyla başarı da birinci olmak değil sonuncu da olsa mücadeleyi bırakmadan gayret etmeye devam etmektir.
    ..saygılar…

  9. Sevgili Emin kartal kardeşim,
    Öncelikle Annem için yaptığınız tebrikleri kabul eder bende size aynı dilekleri iletirim.
    Tırnak içinde belirtiğiniz amacıma olan inancım hiç bir zaman kaybolmayacak inşallah.Değerli yorumunuz için sonsuz teşekkürler.

  10. Sevgili Öykü,
    Bloguma takip etmen ve bu övgü dolu içten sözlerin için ne kadar teşekkür etsem azdır.Sizlerin sayesinde daha iyiye gideceğimden eminim.İyi ki varsınız.Annem için söylediğin güzel sözlerin için çok teşekkür ederim.Hüzün bulutları daima hepimizden uzak olsun.Sevgiyle kal değerli arkadaşım.

  11. Sevgili Serkan,
    Öncelikle hoş geldin.şeref verdin.Yürekleri engelli olanlar bizlere daha çok acı veriyor.Onların sözleri,hareketleri bizim mücadelemize darbe vuran en büyük etken.
    Bu güzel yorumun ve benim için söylediğin o güzel sözlerin için sonsuz teşekkürler.

  12. Sevgili kubra zeynep kara,
    Çok haklısın annelik o kadar yüce bir duygu gibi herşeyin önüne geçebiliyor.Gözünü kırpmadan bütün hayatını çocuğuna adayabiliyor.Seninde bahsettiğin üzere engelli olan anne-baba oldu mu hayırlı evlat olabiliyormuyuz onu bu durumu yaşamadan kesitiremiyoruz.İnşallah bizler hayırlı evlatlar kategorisinde yer alırız.O naçizane istediğinize zaman zaman yer vereceğimden emin olabilirsin değerli kardeşim.Bu güzel yorumun için teşekkürler.

  13. Sevgili Ayliz,
    Geçmişte yaşadağımız bu olaylar çoğu zaman bizleride duygulandırıyor.Ama ne yapalım hayat bu ve zaman durmuyor.Bizimle duygularını paylaşıp, değerli yorumunla katkıda bulunduğun için teşekkür ederim.Anneler günü mesajın içinde teşekkür ederim.

  14. Sevgili Arzucum,
    Canım biliyorsun öğrencilik yılları mazide kaldı,bu hayat mücadelesini hiç bırakmadığımın bir göstergesi olarak en basitinden sizlerleyim ve içimden gelen herşeyi paylaşıyor ve birşeyleir başarmaya uğraşıyorum.
    Canım annem yaşıyor ve anneler gününü kutladığın için Onun adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.Bende senin annenin ellerinden öper,daha nice anneler gününü birlikte görmeniz temennilerimi iletiyorum.Bu güzel yorumun için çok teşekkür ederim.Sevgiyle kal canımcım.

  15. Sevgili Hakan-can kardeşim,
    Çok güzel anlatmışsın.Yorumuna katılıyorum diyerek;
    Bir işe başlarken ilk önce engel beynimizde başlıyor ben yapamam,edemem diyerek kendimizi engelliyoruz aslında çaba sarfetmek,denemek olmuyorsa tekrar deneme yoluna gitmek gerek.Ama bunu yaparken ki yıpranma olayını herkes kaldıramıyor.
    Değerli yorumun için teşekkürler kardeşim.

  16. Öncelikle,annenizin mübarek ellerinden öper,sevgi ve saygılarımı sunarım.Değerli arkadaşım;duygularını yine çok güzel ifade etmişsin.Seni yürekten kutlarım.Ben;"amacından hiçbir zaman sapma olmasın" diyerek,sözlerimi noktalıyorum.Saygılarımla…

  17. Sevgılı noengel
    cızımlerınızı ve yazılarınızı kısa bı suredır takıp edıyorum..
    ve bı cogumuzdan cok daha basarılı cızgınızı mutlulukla ızlıyorum.Annenız ozel bı kadın sızın .
    Onun ellerınden sevgıyle opuyorum.. sızın de o guzel yuregınızde
    uzuntu bulutları hıc olmasın dılıyorum
    sevgılerımle

  18. Serkan Serkan

    Anneler gününü kutlar,önemli olanın gönüllerde yüreklerde olduğunu hatırlatırım..

    Siz o kocaman yüreğinizle tüm problemleri aşabilecek güce sahipsiniz.

  19. bizim bir akrabamız vardı,lisede dersaneden gelirken kızı trafik kazasında tamamen yatağa bağlı yaşama açmıştı gözlerini.
    sıvı besinlerle beslenen konuşamayan tepki vermeyen sadece nefes alan bir yavru.
    hatice teyzem onun aldığı nefes içinde yıllarca dua etmişti.çok şükür yavrum yaşıyor diye.
    bir anne asla evladını yük göremiyor.
    ama yatağa bağlı kalan anne baba olsaydı evlat öyle düşünürmüydü bilmiyorum.
    ben o zamandan bu yana anne eve baba sevgisini hep farklı tutarım.
    bu çok yüce bir sevgi.
    tüm annelerin anneler gününü sizin nezninizde tekrar kutlarım.
    ve bir isteğim var acizane.
    sayfanızda bedensel değilde beyin ve duygu engellilerin yaptıklarına da değinseniz.
    asıl vahim tabloyu görse insanlar.

  20. Annenizin pamuk ellerinden öper, tüm annelerin ''Anneler Gününü'' kutlarım..Önemli olan birinci olabilmek değil,insan olabilmek..Yüreği temiz arkadaşım siz gönlümüzün birincisisiniz.Sevgilerimle..

  21. tum annelerin anneler gununu kutlarim bende, engelli annelerin cocuklarina cani gibi sarilanlarin, iki kez kutluyorum onlar hem hayatin hem yavrularinin ustesinden gelmeyi basarabiliyorlar, engelli olmak bir engel degildir, daha oncede soyledigim gibi kalpleri engelliler dusunsunler.

    sevgiler,

  22. çocukken yada küçükkn diyeyim kazınıy beynine insanın ve hiç çıkmıyır her ne kadar güçlüde olsan yada öyle görünmeye çalışsanda en ufak bir şeyde herşey altüst oluyor.bende her ennekız gezerken yada ne bileyim eğlenirken beraber bişiler paylaştıklarını görsem o katı suratlı ben hemen gözlerim dolar ağlamaya başlardım.bunlar hiç unutulmuyor neden bende böyle annemle olamadım demeye başlıyorsun ama hiç sonuç değişmiyor hep aynı kalıyor ve ben kendimi yıpratmaktan başka bişide yapmamış oluyordum.peki annem bunları yapmayı istemmezmiydi.ne kadar iyi anlıyorum yazdıkarını bilemezsin………
    tüm annelerin ve annenizin anneler gün kutlu olsun.
    en sonunda anlaımki bunları düşünerek bir yere varamıyorsam bakış açımı değiştirmeliyim ve bende öyle yaptım ama yine o gözler dolmuyor değil ama kimse bilmiyor tabi çaktırma

  23. Canım arkadaşım,

    Öncelikle, tüm annelerin ANNELER GÜNÜ'nü kutlar, ellerinden öperim.

    Hayatından bir kesitini verdiğin satırlarda anlattıkların, mutlaka içinde derin izler bırakmıştır. Ama, sen bu değilsin, sen hayata sıkıca bağlı, güçlü bir karaktere sahipsin.

    Elbette, anlattığın durumda, anne sözkonusu olunca, tüm dediklerine katılıyorum. Her anne evladını, her ortamda, en ön saflarda görmek isteyecektir. Sen bunu başarmış, annene ispatlamış birisin. Bunu derken, annenin sağ olduğundan hareketle söylüyorum. Umarım, bu konuda yanılmıyorumdur. Aksi durumda bile, senin bu irade ve azminle, annenin kalbinde bir şüphe bırakmadığını düşünüyorum.

    Eğer anneciğin yaşıyorsa, o'nun anneler gününü kutlar, ellerinden öperim.

    Sevgiyle kal, canımın içi arkadaşım.

  24. No Engel kardeşim yazdıkları her ne kadar gerçekleri yansıtsada bence bu kadar karamsar olmamak lazım,evet engelli olmak zordur fakat insan bütün engellerin üstesinden gelebilecek kabiliyete sahiptir..

    Mesela Stephen Hawking,bütün bedeninde sadece üç parmağını oynatabiliyor,ama aldırış etmeden dünyayı fizik ötesi parmağında oynatmayı başarmıştır,kendi çapında bir numaradır…

    Bilmem anlatabildim mi,insan isterse bütün zorlukları aşabilir,yeter ki ümidini yitirmesin ve istesin…

    Allah'a emanet ol canım…:)

  25. Adsız Adsız

    Engelli annesi olmak.. Anne olmaktan çok daha bambaşka bir varlık olmak..

    Bu duygu pek anlatılmaz.. Yaşanır.. Anlamak için yaşamak gerek..

    Engelli bir çocuk dünyaya getirdiğinde sadece bir anne olmuyorsun.. Dünyaya getirdiğin çocuğun ta kendisi oluyorsun..

    Onun hissettiği tüm duyguları hissediyorsun.. Onun gözüyle bakıyorsun hayata ve herşeye..!

    İkiniz adına güçlü olmak istiyorsun.. Bir panter kadar güçlü.. Sabırlı olmak istiyorsun.. Tesbihin doksandokuzuncu taşı asla düşmesin istiyorsun..

    Çocuğunla birlikte sende engelli oluyorsun..

    Sevgiyle kalın..

Bir yanıt yazın