İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ENGELLİ ÇALIŞANLAR ve HAKLARI

1. GİRİŞ
Birleşmiş Milletlerin 3447 sayılı Sakat Kişilerin Hakları Beyannamesinde engellilere yönelik yapılan tanım; “Sakat kişi; normal bir ferdi, kişisel veya sosyal yaşayışında kendi kendine yapması gereken işleri bedensel veya zihinsel kabiliyetlerinde, kalıtımsal veya sonradan meydana gelen bir noksanlık sonucu yapamayan kişidir.

2.ENGELLİLERİN TOPLUMA KATILMALARI
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, engelli nüfusun toplam nüfusa oranı % 12’ yi geçmiştir. Yani yaklaşık olarak 10 milyon kişi engelli olarak yaşamını sürdürmektedir.

Engellilik; sadece bu sorunu yaşayan kişiyi değil, ailesini ve yakın çevresini; ekonomik, sosyal, psikolojik olarak etkileyen bir sorundur.

Engellilerin en temel sorunu eğitimdir. Genel nüfusun % 13’ü okuma yazma bilmiyorken; engelli nüfusun % 36’sı okuma yazma bilmiyor.  Engellilerin % 41’i ilkokul mezunudur. Yüksekokula devam eden % 2.5 dur.
Engellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engellerden biri de ulaşım, fiziksel çevre ve konut sorunudur.

Engellilerin engellilere sağlanan haklardan yararlanmak için “Engelli Sağlık Kurulu Raporu” almaları gerekmektedir.

3. MEVZUAT
Türkiye’de engelli kişilerin istihdam edilmelerine ve çalışma hayatındaki koşullarına yönelik ilk yasal düzenleme 1967 tarihli Deniz İş Kanunudur.

2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun, engellilere çalışma hayatı ve istihdama dair çeşitli düzenlemeler içermektedir.

5378 sayılı Kanun kapsamında,engellilerin meslek seçebilmesi ve bu alanda eğitim alabilmesi için gerekli tedbirler alınacağı; çalışan engellilerin aleyhinde sonuç doğuracak şekilde, engelinden dolayı farklımuamelede bulunulamayacağı; işe başvuru, alım, önerilen çalışma süreleri ve şartları ile istihdamın sürekliliği gibi konularda engelliliğe dayalı ayrımcı uygulamalarda bulunulamayacağı ve benzeri hususlar düzenlenmiştir.

Engellinin talebi halinde, kısmi süreli iş sözleşmesiyle istihdam edilebilmesi,

4857 sayılı İş Kanununun 30. ve 90. maddeleri,

4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 3. maddesi ile

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48. maddelerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğinin 11. maddesi
Zorunlu çalıştırılacak engelli, eski hükümlü veya terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçi sayısının tespitinde belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür ve işyerindeki tam süreli çalışan işçi sayısına ilave edilir.

İşyerindeki kısmi süreli olarak çalıştırılan engelli ve eski hükümlü veya terörle mücadele de malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçi bulunması halinde bunlar da çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür ve toplam işçi sayısından düşülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz.

Özel sektör işverenince istihdam edilen engellinin bildirim zorunluluğunun bulunması:

4857 sayılı İş Kanununun 30. ve 90. maddeleri,

4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 3. maddesi ile

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48. maddelerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğinin 13. maddesi:

Kamu ve özel sektör işverenleri, çalıştırmakla yükümlü oldukları engelli ve eski hükümlü veya terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçileri Kurum aracılığıyla sağlar.

Kurum aracılığı olmadan engelli istihdam eden özel sektör işvereni, engellinin işe başlama tarihinden itibaren bu durumu en geç 15 iş günü içinde Kuruma bildirmesi ve tescil ettirmesi zorunludur. Kurum tarafından tescili yapılmayan işçi engelli statüsünde değerlendirilmez.

İşyerinini işçisi iken engelli duruma düşenlere öncelik tanınır.

Engellilerin istihdamını zorlaştırıcı şartların öne sürülememesi ile özürlülük oranına üst sınırın getirilememesi:

4857 sayılı İş Kanununun 30. ve 90. maddeleri,

4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 3. maddesi ile

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48. maddelerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğinin 14. maddesi:

Kamu ve özel sektör işverenleri, çalıştırmakla yükümlü bulundukları işçileri, yükümlülüğün doğmasından itibaren beş iş günü içinde niteliklerini de belirterek Kurumdan talep eder.

Taleplerde, işyerinde yapılan işin gerektirdiği ağırlıklı vasıfların üstünde istihdamı zorlaştırıcı şartlar öne sürülemez.

Engelli statüsündeki işçi taleplerinde, işin niteliği gerektirmediği sürece, engellilik oranına üst sınır getirilemezve engel grupları arasında ayrım yapılamaz.

İşe alınma sürecinde engelliler aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaması:

4857 sayılı İş Kanununun 30. ve 90. maddeleri,

4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 3. maddesi ile

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48. maddelerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğinin 17. maddesi:

İşe alınmada; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar oaln aşamaların hiçbirinde engelliler, eski hükümlüler veya terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralananlar aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz.

Çalışan engellilerin ve eski hükümlülerin veya terörle mücadelede malul sayılamayacak şekilde yaralananların aleyhine sonuç doğuracak şekilde, diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamaz.

Ayrımcılık veya farklı muamele gösteren kamu kurum ve kuruluşları ile işverenler için 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 122. maddesi hükümleri uygulanır.

İşyeri ve çalışma koşullarının engellilere göre hazırlanması:

4857 sayılı İş Kanununun 30. ve 90. maddeleri,

4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 3. maddesi ile

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48. maddelerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğinin 18. maddesi:

İşverenler, işyerlerini engellilerin çalışmalarını kolaylaştıracak ve işin engelli çalışana uygunluğunu sağlayacak şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerde çalıştırmak, işleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerinin geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç ve gereçleri sağlamak zorundadırlar.

Uygun koşulların varlığı halinde çalışma sürelerinin başlangıç ve bitiş süreleri iş kanunlarında belirtilen sürelerden az olmamak koşuluyla, engellinin durumuna göre belirlenebilir.

Sakatlar haftasının ilk günü ile dünya özürlüler gününde kamuda görev yapan tüm engellilerin idari izinli sayılmaları : 03/12/2002 tarihli ve 2002/58 sayılı genelge:

Ulusal düzeyde kabul edilen 10- 16 Mayıs sakatlar haftasının ilk günü ile 3 Aralık Dünya Özürlüler Gününde, özürlülere yönelik faaliyet gösteren konfederasyon, bağlı federasyon ve dernekelrin kamu görevlisi olan yönetim kurulu üyeleri ile kamuda görev yapan tüm özürlüler idari izinli sayılacaklardır.

Özürlülerin istihdamı konusunda işverenler için yasal zorunluluk yanında  teşviklerde söz konusudur.
Özel sektör işverenlerince çalıştırılan 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi engelli sigortalılar ile

1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı kanunun 14. maddesinde belirtilen korumalı işyerlerinde çalıştırılan engelli sigortalıların, aynı kanunun 72. ve 73. maddelerinde sayılan 78. maddesiyle belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası engelli çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde engelli çalıştıran  işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir engelli için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin % 50’si Hazinece karşılanır.

Yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran işverenler çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin % 50′ si Hazinece karşılanır.

İşyeri; mevzuatlarla belirtilen özürlü sayısından daha fazla özürlü çalıştırırsa veya çalışan özürlünün özür derecesi % 80 den fazla olursa veya herhangi bir kanuni yükümlülüğü olmamasına karşın özürlü çalışanı varsa işveren tarafından ödenen sigorta priminin % 50′ si hazine tarafından ödenir.

4857 sayılı İş Kanununun 30. ve 90. maddeleri,

4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 3. maddesi ile

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48. maddelerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğinin 21. maddesi:

Kamu ve özel sektör işverenlerinden sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden Kurum İl Müdürlüğü tarafından her ay çalıştırmadığı her özürlü için belli bir miktar para cezası kesilmektedir.

Kurum tarafından kamu ve özel kesim işyerlerinden iş ve işgücü konularında bilgi istenildiğinde, belirtilen süre içinde bilgi verilmesi zorunludur.

4.  KORUMALI İŞYERLERİ
Engellilik durumları sebebiyle normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan  özürlülerin istihdamı öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanmaktadir.

Korumalı işyeri statüsündeki işyerlerinin teknik donanımlarının sağlanması, mali yönden desteklenmesi, çalışma ortamının düzenlenmesi ilgili mevzuata göre devlet tarafından yapılmaktadır.

Korumalı işyerleriyle ilgili usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Çalışan sayısının

büyükşehir belediye sınırları içinde en az 30,

büyükşehir belediye sınırları dışında en az 15 olduğu ve

çalışanlarının % 75’inin özürlülerin oluşturduğu işyeri işverenleri korumalı işyeri statüsünün kazanılması için Türkiye İş Kurumu il müdürlüklerine başvuruda bulunabilirler.

5. İŞE YERLEŞTİRME YETKİSİNE SAHİP KURUMLAR: 
657 sayılı yasa 50. ve 53. madde sınavların yapılmasına dair usul ve esalar ile sınava tabi tutulmadan girilebilecek hizmet ve görevler ve bunların tabi olacağı esaslar Devlet Personel Bakanlığınca hazırlanacak bir genel yönetmelikle düzenlenir.

Kamu kurum ve kurumlarınca engelli personel istihdamı ile ilgili istatistiksel verilerin bildirilmesine ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşü alınarak Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.

Engelli kişilerin devlet memuru olarak istihdamları Devlet Personel Başkanlığı koordinasyonunda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca, işçi olarak istihdamları ise Türkiye İş Kurumu tarafından yapılmaktadır.

Engelli kadrosuna devlet memuru olarak atanmak için, yapılacak olan merkezi sınava girmek gerekir.  Devlet memurluğuna ilişkin sınav duyurusu Devlet Personel Başkanlığınca yapılmakta olup Resmi Gazete ve ilgili kurumun Web sitesinde yayımlanmaktadır.

4857 sayılı yasanın 30. maddesi işverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu  aracılığı ile sağlarlar.

Çalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırabilecekleri, bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.

Özel sektörde, 50 kişi ve üzeri işçi çalıştıranlar % 3 özürlü;

kamuya ait işyerlerinde ise % 4 özürlü ve % 2 eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler.

Tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde 51 kişi veya daha fazla işçi çalıştıran özel sektör işyerlerinde % 3 özürlü, kamu işyerlerinde % 4 özürlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler.

“…Sürekli olarak çalışma gücünden en az % 40 oranında yoksun olduğunu, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikte belirlenen sağlık kuruluşlarınca verilecek resmi sağlık kurulu raporu ile belgeleyenler bu Yönetmelik hükümlerinden yararlanırlar.

Sağlık Kurulu raporuna göre çalışma gücü kayıp oranı %1 ile %39 arasında kalırsa memur olunamaz.”

Türk Sağlık-Sen tarafından Devlet Personel Başkanlığı İstatistiklerine dayanılarak 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ile ilgili Türk Sağlık-Sen’in araştırmasına göre Kasım 2015 itibariyle toplam engelli memur kadrosunun 63 bin 207 olduğu kamuda 9 bin 170’i kadın, 31 bin 486’sı erkek olmak üzere toplam 40 bin 656 engelli personel görev yapıyor.

“İş Kanunu gereği, kamu kuruluşları yüzde 4, özel sektör yüzde 3 engelli çalıştırmak zorunda.

Kamuda, çalışan personelin karşılığı olarak 61 bine yakın engelli çalıştırma zorunluluğu var. Kamuda yaklaşık 35 bin engelli çalışıyor.”

4857 sayılı İş Kanununun 30. ve 90. maddeleri,

4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 3. maddesi ile

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 48. maddelerine dayanılarak hazırlanan yönetmeliğinin 19. maddesi:

Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz ve işyerindeki işçi sayısının tespitinde bu birimlerde çalışanlar hesaba katılmaz.

Ayrıca sağlık kurulu raporunda çalıştırılamayacakları belirtilen işlerde çalıştırılamaz.

6. ÖRNEKLER
Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıpta sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmayı istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır.

Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye 6 aylık ücret tutarında tazminat ödenir.

Özürlü Çocuğu Olan Çalışan Anneler İçin:

Sosyal güvenlik reformu olarak bilinen 5510 sayılı Kanunla, sosyal güvenlik sistemimize getirilen yeni bir düzenleme ile başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, 01.10.2008 tarihinden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecek. Eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilecek. Yapılan bu düzenleme ile özürlü çocuğu olan kadınlara erken emeklilik hakkı tanınmıştır.

Bakıma muhtaç engelliye karşı suç işleyen resmi kurum ve kuruluşlar bakım merkez personeli hakkında cezai işlem yapılması:

2828 sayılı yasanın 54. maddesi merkezde çalışan personel sayısı ve niteliği ile merkeze devam eden bakıma muhtaç özürlüler hakkındaki bilgiler Genel Müdürlükçe tespit edilecek şekilde il müdürlüğü tarafından istenilen sürede Genel Müdürlüğe gönderilir.

6.1 Özelleştirilen Veya Özelleştirilme Kapsamına Alınan Kamu Kuruluşlarında Çalışan Özürlülerin Yasal Hakları:

Kapatma ve tasfiye hâllerinde işten çıkarılma durumunda iş kaybı tazminatı özürlülere, kanunun diğer çalışanlara tanıdığı hakların iki katı oranında ödenir.

İlgili Kanun Maddesi:
5398 sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı

Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

“……Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların

(iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle;

bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir. Ayrıca bunların mesleklerinde geliştirilmesine, bir meslekte yetiştirilmesine veya meslek edindirilmesine ilişkin eğitim giderleri ile yeni iş bulmalarına katkı sağlamak amacıyla yapılacak giderler Özelleştirme Fonundan karşılanır.

6.2.Özürlü Bireyler Erken Emekli veya Malülen Emekli Olmak İçin:

5510 sayılı Kanun’un  28 inci maddesinin 4. ve 5. fıkralarında özürlü sigortalıların emeklilikleri düzenlenmiş olup, bu madde; 4/a (SSK), 4/b (Bağ-kur) ve Kanun’un yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden sonra ilk defa işe girecek olan 4/c (kamu görevlileri/memurlar) sigortalılarını kapsamaktadır. Özürlüler erken emeklilik ya da malülen emeklilik işlemlerini SGK’a müracaat ederek başlatabilirler.

6.3.Özürlülüğe Bağlı Gelir Vergisi İndiriminden Yararlanabilenler:

Çalışma gücünün % 80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı 1. derece sakat

%60’ını kaybetmiş bülünan hizmet erbabı 2. derece sakat

% 40 ‘ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı 3. derece sakat sayılır.

*Özürlü hizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan hizmet erbabı,

*Özürlü serbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı,

*Basit usulde vergilendirilenlerden, tüccar ve ücretli durumuna girmeksizin, imalat, tamirat ve küçük sanat işleri ile uğraşan,  (ilk madde ve yardımcı malzeme müşteriye ait olarak faaliyet gösteren terzi, tamirci, marangoz gibi) özürlüler yararlanmaktadırlar.

6.4. Gelir vergisi indiriminden yararlanmak isteyen özürlü hizmet erbabı, nüfus kağıdının örneği ve çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte İllerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde Mal Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuracaktır.

6.5.Bakım Gereksinimi Olan Özürlü Yakını Memurların Tayininde Kolaylık:

5378 sayılı Özürlüler Kanunu 21’inci maddesiyle 657 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir:

EK MADDE 39.- Devlet memurlarının, hayatını başkasının yardım veya bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede özürlü olduğu sağlık kurulu raporu ile tespit edilen eşi, çocukları ile kardeşlerinin, memuriyet mahalli dışında resmî veya özel eğitim ve öğretim kuruluşlarında eğitim ve öğretim yapacaklarının özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından belgelendirilmesi hâlinde, ilgilinin talebi üzerine eğitim ve öğretim kuruluşlarının bulunduğu il veya ilçe sınırları

dahilinde kurumunda bulunan durumuna uygun boş bir kadroya ataması yapılır.

6.6.Atama, tayin ve nakiller; konuya ilişkin mevzuatlar çerçevesinde ilgili kurumlar tarafından yapıldığından tayin ya da nakil ile ilgili girişimlerin söz konusu kurumlar nezdinde şahsen yapılması gerekmektedir.

6.7. 5510 sayılı kanun kapsamında malul sayılan kamu görevlilerine malulluk aylığının bağlanması:

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 25, 26, 27, 34, 35, 47, 94 ve 95. maddelerine dayanılarak hazırlanan Tebliğin 5. Maddesi:

Kamu görevlisinin veya işverenin talebi üzerine Kurumca(SGK) yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulune uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu malul sayılan sigortalılara malullük aylığı bağlanır. Kanuna göre;

En az 10 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birisinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması, şartları aranır.

Birden fazla sigortalılık haline tabi olarak çalışan veya prim ödeyen sigortalıların malulluk aylığı bağlanmasına ilişkin taleplerinde, son defa kamu görevlisi olarak görev yapmış olma şartı dikkate alınır.

6.8. Erken emeklilik ile ilgili 5510 sayılı yasanın geçici 4. maddesi:

Özürlülerin emeklilik işlemleri diğer çalışanlarda olduğu gibi ilgili SGK tarafından yapılmaktadır. Özürlüler erken emeklilik ya da malülen emeklilik işlemlerini SGK’a müracaat ederek başlatabilirler.

7. ÖZÜRLÜLER YÜKSEK KURULU
Sağlık, eğitim,çalışma ve sosyal güvenlik, sosyal hizmetlerden sorumlu bakanlıkların ve kurumların temsilcilerinin, Sakatlar Konfederasyonu Başkanının ve üniversitelerden temsilcilerin katılım ile, özürlülük alanında politikaları belirlemek üzere 1997 yılında kurulmuştur.

Özürlüler İdaresi Başkanlığı ise Özürlüler Yüksek Kurulu’nun sekretaryasını yürütmek üzere kurulmuştur. Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın görevleri: kamu, özel, sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu sağlamak; özürlülük alanında hizmet sağlayan projeleri desteklemek; araştırma raporlarını ve kitapları yayınlamak; özürlü bireylere özürlü kimlik kartı vermektir.

Özürlü kimlik kartı sahiplerinin gelecekte başka olanaklardan yararlanmaları hedeflenmektedir. Bu hizmete dayalı kayıt sistemi özürlülük alanındaki politika ve hizmetlerin belirlenmesinde veritabanı olarak kullanılacaktır.

Özürlüler İdaresi Başkanlığı ilk Özürlüler Şurasını 1998 yılında toplamıştır.

Şura toplanmadan önce akademisyenlerin, kamu kurumlarının temsilcilerinin, özürlü örgütlerinin savunucularının katılımıyla farklı komisyonlar oluşturulmuştur. Komisyonlar özürlü bireylerin sorunları ve ihtiyaçları ile ilgili olarak mevcut durumu ve gelecekteki çabalara ilişkin hedefleri içeren raporlar hazırlamışlardır.

Özürlü bireylerin haklarına ve hizmetlere ilişkin yasa da özürlülük alanındaki farklı tarafların işbirliğiyle hazırlanmıştır. İlk Özürlüler Şurasının çalışmalarından kaynaklanan yasa Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemindedir.

Aynı il sınırları içinde birden fazla iş yeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.

Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır.

Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür.

İş yerinin işçisi iken sakatlananlara öncelik tanınır.

İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar.

Özelleştirme uygulamaları neticesinde işini kaybeden engellilere iş kaybı tazminatının iki katı olarak ödenmesi:

4046 sayılı yasanın 21. maddesi özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilnmesi nedeniyle bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tabi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden  doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir.

İş kaybı tazminatının verilmesi ve diğr hizmetlerin sağlanmasına ilişkin usul ve esasları; idare ile Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü arasında yapılacak protokolle belirlenir.

8. DENİZCİLİK SEKTÖRÜNDE İŞE GİRME:

854 sayılı yasanın 13. maddesinin kapsamına giren işveren veya işveren vekilleri, işyerlerinde iş kanununun vu bununla ilgili tüzüğün bu konuda koyduğu hükümler, esaslar, ölçüler ve şartlara göre engelli ve eski hükümlü gemiadamı çalıştırmak zorundadır.

9. 4857 sayılı İş Kanununun 30. maddesinin son fıkrası uyarınca hazırlanan yönetmeliğin 9. maddesi:

Özürlü İstihdam Etme Sorumluluğunu Yerine Getirmeyen İşverenlerden Toplanan Ceza Paraları Özürlülerin meslekî eğitim ve meslekî rehabilitasyonu, kendi işini kurma ve bu gibi projelerde kullanılmak üzere Türkiye İş Kurumu bütçesinin Maliye Bakanlığınca açılacak özel tertibine gelir olarak kaydedilir.

İş kaybı tazminatı ödenmesi ve sağlanabilecek diğer hizmetlere ilişkin işlemler Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür.

9. Büyükşehir Belediyeleri özürlü hizmet birimleri, üniversiteler, özel kuruluşlar, özürlülere hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yaparak özürlülere yönelik toplum temelli rehabilitasyon hizmetlerini sunmaktadır.

Belediyeler bu hizmetlerin sunumu sırasında gerekli gördüğü hallerde, halk eğitim ve çıraklık eğitim merkezleri ile işbirliği yapabilmektedirler.

Engellinin rehabilitasyon talebinin karşılanmaması halinde özürlü, hizmeti en yakın özel merkezden alabilmekte ve ilgili belediye hizmetin satın alındığı özel merkeze her yıl bütçe talimatında belirlenen miktarı ödemektedir.

Milli piyango idaresince verilen bayilik ruhsatlarında engellilere kura çekilişine gerek kalmaksızın öncelik tanınır.

Özürlü memurlara isteği dışında gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmeyecektir.

2013 yılı sakatlık indirimi miktarları şu şekildedir:

%40 – %59 engelliler için 190 TL

%60 – %79 engelliler için 400 TL

%80 üzeri engelliler için 800 TL

10. Engellilerin profesyonel spor yapabilmeleri için Türkiye’de Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı engellilere özel spor federasyonları vardır.

Halk eğitim merkezleri, Türkiye İş Kurumu, KOSGEB gibi kamu kurumlarında engellilere özel meslek edindirme kursları açılmakta, bu kursları bitiren engellilere iş yerleştirmelerde öncelik tanınmaktadır.

Mülki amirler, sağlık kuruluşları, köy muhtarları, genel kolluk kuvvetleri ve belediye zabıta memurları, çevrelerinde bulunan bakıma muhtaç özürlüleri bakım hizmetlerinden yararlandırılması amacıyla il/ilçe sosyal hizmet müdürlüklerine bildirebilirler.

Diğer kamu kurum ve kuruluşları, vatandaşlar, özürlülerin kendileri veya akrabaları da bildirimde bulunabilirler.

SONUÇ

UTEYKİF Ankara temsilcisi
Alisa Çiçek Akyol

Yaşadığımız, çalıştığımız, dinlendiğimiz, eğitim gördüğümüz, sosyal faaliyetlerimizi sürdürdüğümüz alanlar,
toplumda var olan görme, işitme ve bedensel engele sahip olan her birey düşünülerek yapılandırılmalıdır.
Çeşitli engel sahibi bireylerin yaşamını kolaylaştırmak için; yaşadığı ev, sokak, mahalle, okul, şehir, levhalar, yollar, kaldırımlar, kamu binaları, park ve bahçeler, ulaşım araçlarının tasarımı büyük önem arz etmektedir.
Kişinin sahip olduğu engele bir de toplum içinde var olan engellerin eklenmesi toplumla bütünleşmesini zorlaştırır.

         

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın