İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kelebekler ve İnsanlar – Köşe Yazısı

Belki de en büyük özrümüz önyargılarımızdır.
Uzun ama renksiz bir yaşam mı istersiniz, yoksa kısa ama renkli bir yaşam mı?
Bu aralar okuduğum; ama henüz bitirmediğim Prof. Üstün DÖKMEN in KELEBEKLER VE İNSANLAR adlı kitabının içinden; belki de en can alıcı iki farklı cümle roman da iki yürüme engelli gencin Umay ve Gökhan ın aşk hayatlarını iki kelebeğin aşk hikayeleriyle örüştürerek yazmış.. hayata attıkları adımlar; mecazi anlamdan öteye gidemeyen bu iki insan; çoğu normal bedenli eksilmiş ,olgunlaşmamış zihniyetli insanın, ön yargı duvarlarının gölgesinde , toplum kavramını, tek düzeliğinin dışında, farklı pencerelerden görememiş; bu yığınları arasında, engelin, aşkın ve kalp çarpıntısının önüne geçemediği, yaşanan ve yaşanacak zorlukların sevginin ağırlığı altında e ortadan kalkacağı düşüncesini bir kalemin bol betimli uyaklı dilli , ağzından sanal dünyalarının dışına aşarak vermişler, tabi kitabın burasına kadar okudum; okumak isterseniz k tavsiyemdir aile bireylerine hayatlarının belki de en önemli kararını açıkladığı yerde kaldım… burada diyebilirsiniz, kelebekler işin neresinde , alaimisema yani gökyüzünün yedi rengi (gökkuşağı) demektir. bize insanlar arasında da birbirinden farklı tür tür bedene ruh haline cilt tenine sahip insanların, varlığını ve bu insanların bir bütünde toplandığını bir bütünün parçası olduklarını ve olmadıkları takdirde bütünlüğün bozulacağı hissini vermiştir. en azından kendim için bunu anladım. romandan çok ayrıntı vermiyorum ama okursanız farklı bakış açısına farklı pencerelere ulaşacağınızdan emin olabilirsiniz..
Bizler yada genellemeden ziyade çoğumuz ,hayata farklı pencerelerden bakmak isteriz . genelin göremediğini özelde görmek ve bunu farkındalık yaratmak amacıyla sunmak; şüphesiz her birimize haz verir; ancak yine çoğumuz bu farklılaşma yarıında farklıyı aradığımız, önümüzdeki kılişe görünen farklılığa alaimisema ya bakmaktan uzaklaşırız. asıl farkındalığın uzaktakini aramak yerine önündeki görülmeyeni görmek olduğunu genelde farkedemeyiz …
NOT: yazının burasına kadar okuduysanız çok teşekkür ederim yukarıda sıkıcı gelebilecek onlarca kelime var içlerinden bir tane bile işinize içinize yarayan birkaç cümle bulduysanız ne mutlu bana… 
ve bunlar işte o çoğu zaman kabullenmediğimiz ön yargılarımızın duvar taşlarıdır. Önümüzdeki farklılıkları görmemek; onlarında hayatın parçalarından bir tanesi olduğunu anlamamak; bize özel olmaya çalıştığımız dünyada sıradanlığın bir parası kılar . bize düşen, bu alaimisemanın herhangi bir parçası olsak dahi, ötelerden önce önümüzü görmektir . çoğunluğun dışına farklı olanı fark edebilmektir. gerektiğinde herkesin aksine hak verebilmek destek olabilmektir 1 günlük ömrü olan kelebeğe koleksiyon malzemesinin ötesinde bakmak, siyah tenle beyaz tene zenginlik olarak bakabilmektir .eksiklerin aşağılanmayacak farklılık olduğunu görebilmektir kendine farklı düşünenlerden olmanın her zaman yeniyi aramak olduğu görüşünün işe yaramadığını gösterebilmektir .
İşte bunların hepsini kendinizde toplayabilirseniz Kİ; mümkündür işte o zaman uzun olsun, kısa olsun hayatınızın her anının renkli geçeceğinden emin olabilirsiniz. renksizlik hayata sizin kadar farklı bakamayanların mahkumluğu olacaktır.
EROL ÖZTAMUR
UYARI:Yazının telif hakları Erol Öztamur’a ve yayın hakları engelsizdunyam.org’ye aittir. “www.engelsizdunyam.org” biçiminde bağlantı kurulabilir, açık kaynak gösterilmek kaydıyla içerik kullanılabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır. ©

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın