İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İşitme Cihazları ve İşitme engellilerin talepleri.

Kulak ve yapısı; işitme kaybı ve önemi, nedenleri, çeşitleri, dereceleri.

İşitme cihazında mevzuatla ilgili bilgiler. İşitme engellilerin talepleri.

1-GİRİŞ

Ses akciğerlerden gelen havanın ses organlarında biçimlendirilmesiyle oluşan, kulakla veya hassas aletlerle algılanabilen titreşim olup dilin işlevli en küçük birimidir.

Duymak, dünyayı algılamamızı ve hayatı anlamlandırmamızı sağlar.

Çünkü hayat duymakla farklı, anlamlı ve hareketlidir.

Kuş cıvıltılarını, gürül gürül akan bir ırmağın ve sevdiğimiz insanların sesini işitmek yağmur sonrası toprak kokusunu içine çekmek gibi huzur verir. Bir insan kadar sesini de özleriz.

Bazen efkar dağıtmak bazen de dans etmek için müziğe ihtiyacımız vardır.

Kulak yüreğe giden bir caddedir. Der Voltaire

Ses büyülüdür. Canımızın sıkıldığı bir anda, mutsuz olduğumuz, işlerin yolunda gitmediği bir anda yanımıza gelen bir dost veya arayan sevgilinin sesi bizi o ortamdan alır başka bir diyara götürüverir. Bize yaşam enerjisi verirken yüzümüzü de güldürür. Tüm günümüzün iyi geçmesine sebep olur.

Ve gün gelir etrafımızdaki her şey sessizliğe gömülür. Bir dostla sohbet edememek mesela. Bir bebeğin kahkasını duyamamak.

İşte bu tüm nedenlerden ötürü kulak sağlığımıza önem vermeli ve hassasiyetleri erken fark edip önlem almalıyız.

2-KULAK YAPISI, BİRİMLER VE GÖREVLERİ

Ses, kulak kepçesi tarafından toplanır ve dış kulak yoluna iletilirken kulak zarını titreştirir. Bu titreşim, zara yapışık çekiç kemikçiğini, onunla eklemleşen örs kemikçiğini ve son kemikçik olan üzengiyi titreştirir. Üzenginin titreşimi iç kulak sıvısını harekete geçirir. Bu da iç kulak membranlarını titreştirir. Bu titreşimler işitme sinirine uyarı gönderir ve beyin sapına iletir. Beyindeki diğer sinir dokuları iletiyi kimyasal-elektriksel yolla beyindeki işitme merkezine kadar ulaştırır. Böylece beynin kortekste işitme algısı oluşur.

Dış kulak ses dalgalarını toplayıp orta kulağa iletir; orta kulak ise bu dalgaların enerjisini değiştirerek sıkıştırılmış dalgalar şeklinde iç kulağa iletir. İç kulak bu ses dalgalarını sinir sinyallerine dönüştürerek beyine gönderip sesin algılanmasını sağlar.

2.1-Dış Kulak

Kulak kepçesi ve kulak kanalı olmak üzere iki bölümdür. Kulak kepçesi, şekli sayesinde ses dalgalarını toplar. Bu durum sesin gelme yönünü algılamamızı sağlar. Kulak kanalı ve kepçesinin yapısından dolayı dış kulağın transfer fonksiyonu ile ses şiddetini artırarak orta kulağa gelir. Birer basınç dalgası olan ses dalgası, kulak zarına çarparak titreşmesine neden olur.

2.2-Orta Kulak

Kulak zarı ve birbirine kenetlenmiş üç kemikten oluşan hava dolu bir boşluktur. Bu kemikler dıştan içe doğru çekiç, örs ve üzengi’dir. Kulak zarının titreşim frekansı gelen ses dalgasının frekansı ile aynı olup oldukça gergin bir yapıdadır. Çekiç kemiği ile bağlantılı olduğundan, zarı titreştiren ses dalgası çekiç kemiğini de titreştirir ve bu hareket diğer iki kemiği de harekete geçirir. Üzengi tabanının iç kulaktaki oval pencereyle bağlantılı olması sayesinde bu titreşimler iç kulağa iletilir.

Orta kulak boşluğu, geniz boşluğuna östaki borusu denen bir kanal ile bağlıdır. Bu bağlantı geniz ve orta kulak boşlukları arasında bir basınç eşitleyici görevi görür. Bu tüp herhangi bir nedenle tıkandığı takdirde basınç eşitlenemez ve bu kulak ağrısı gibi problemlere neden olabilir.

Orta kulaktaki kemikçiklerin bağlantılı olduğu kaslar bazı durumlarda kasılarak kokleayı aşırı yüksek seslerden koruma ve gürültülü ortamlarda düşük frekanslı sesleri maskeleme işlevi görür.

Koklea, iç kulağın işitsel kısmıdır. Kemik labirent içinde spiral şekilli bir boşluktur. İnsanlarda kendi ekseni etrafında 2,5 dönüş yapar.  Kokleanın çekirdek bileşeni işitmenin duyu organı olan Corti Organıdır.

2.3-İç Kulak

İç kulak, denge ile ilişkili olan ‘vestibüler sistem’ ve işitme merkezi olan ‘koklear sistem’i içeren karmaşık yapılı bir bölgedir.

Vestibüler sistem, çoğu memelilerde denge ve uzaysal oryantasyon duyusuyla ilişkili, motor koordinasyon ve denge duyusuna liderlik eden duyu sistemidir.

Öncelikli sinyallerini göz hareketlerini kontrol eden nöral yapılara ve dik bir duruş sağlamak için kaslara gönderir.

3.İŞİTME KAYBI NEDİR?

İşitme sinirine gelen kılcal damarların daralması ve zayıflaması sonucu yaşla birlikte oluşan işitmede azalması. Bu durum daha çok elli yaşından sonra olur. Ne var ki yeni doğan bebekler dahil her on kişiden birinde işitme kaybı görülebilir ve yaş ilerledikçe bu sayı artar. Bu durum günlük konuşmaları bile sıkıcı hale getirip iletişimi zorlaştırdığı gibi kişiyi toplumdan soyutlar.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2010 Sağlık Araştırması’na göre Türkiye’de işitme cihazı kullanan insanların oranı, toplam nüfusun % 3,7’sini oluşturuyor. Bugün ise İşitme cihazı kullanamayacak derecede işitme kaybı olanların sayısı ise yaklaşık 3 milyondur.

3.1.İşitme Kaybının Nedenleri

3.1.1.Dış kulaktan kaynaklanan işitme kayıpları:

Dış kulak yolu enfeksiyonu,  doğumsal olarak dış kulak yolunun gelişememesi veya

kulak kirinin kanal içinde tıkanmaya neden olmasıyla oluşur. Bu sorunun çözümü genelde kolaydır. Ne var ki kalıcı olmaması için erken müdahale gereklidir.

3.1.2.Orta kulaktan kaynaklanan kayıpları:

Kulak-geniz borusu problemleri, orta kulağın farklı formlardaki iltihapları, bu iltihapların sekelleri olan zar-kemikçik problemleri ile kulak kireçlenmeleridir.

Enfeksiyon, kulak zarı arkasında sıvı birikimi, kulak zarı delikleri ve orta kulak kemikçiklerinde katılaşma gibi nedenler en sık karşılaşılanlardır. Dış ve orta kulak problemleri cerrahi yolla etkili bir biçimde düzeltilebilmektedir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda, işitme cihazları kullanılır.

3.1.3.İç kulaktan kaynaklanan işitme kayıpları:

Doğumsal işitme kaybı, basınç değişikliğine bağlı kayıp, ilaç yan etkisine bağlı kayıp, ani işitme kaybı, iç kulak basınç artışı hastalığı ile menenjit enfeksiyonlarına bağlı kayıptır. İşitme siniri, beyin sapı ve beyin düzeyinde sık görülen nedenler; akustik nörinom yani işitme siniri tümörü, beyin tümörleri ve felçlerdir. İşitme kayıplarının çoğu iç kulaktan kaynaklanır. Yaşa bağlı işitme kaybı, şiddetli gürültü, bazı ilaçlar veya kafatası kırıkları kişilerin işitmelerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu tür hasarlar sesin işitme sinirine aktarılmasında sorun olmasından kaynaklanır. İç kulağa bağlı işitme kayıpları genellikle medikal olarak tedavi edilememektedir. Ancak işitme cihazı kullanımıyla kişilerin işitmesi düzeltilebilmektedir.

3.2.İşitme Kaybı Çeşitleri

İşitme kaybı çeşitlerini genel itibariyle 5 gruba ayırabiliriz.

1. İletim tipi işitme kaybı  

2.Sinirsel işitme kaybı

3.Karışık tip işitme kaybı

4.Fonksiyonel işitme kaybı

5.Merkezi işitme kaybı

3.2.1- İletim tip işitme kaybı:

Hava yolu iletiminin bozuk, kemik yolu iletiminin normal olduğu durumdur.
Dış ve orta kulak fonksiyon bozukluklarından kaynaklanır. İç kulak ve işitme siniri  normaldir. Kulak kepçesi, kulak zarı, orta kulak hastalıkları, östakiden kaynaklanan bir işitme kaybıdır. Tıbbı olarak tedavisi mümkündür. Tedavinin başarısız olması durumunda işitme cihazı önerilir. İşitme cihazından en üst düzeyde fayda sağlanabilir. Algılama sorunları yoktur ama sesleri zayıf duyarlar. Kaliteli ve uygun işitme cihazıyla algılamaları çok iyi hale gelir.

3.2.2- Sinirsel işitme kaybı:

Hava yolu iletimi ile kemik yolu iletiminin birlikte bozulduğu durumdur. Dış kulak ve orta kulağın normal, iç kulaktaki işitme sinirlerinde oluşan işitme kaybıdır. Viral enfeksiyonlar, akustik travma, Meniere sendromu, kafa travması, antibiyotikler ve aşırı gürültü gibi nedenler sonucu oluşur. Bu tip işitme kaybının tedavisi pek mümkün değildir. Kişinin iletişimini verimli ve uyumlu  bir şekilde sürdürebilmesi için işitme cihazı kullanması gerekmektedir. Bu kişiler algılama sorunu yaşarlar, sesleri ayırt edemezler, seslerin çoğunu anlamakta zorluk çekerler. Konuşulanı anlamak için üstün nitelikli işitme cihazına ve dudak konuşmasına ihtiyaç duyarlar.

3.2.3- Karışık tip işitme kaybı:

iletim ve sinirsel işitme kaybının bir arada olduğu durumdur. Bu dış kulak veya orta kulak problemi ile iç kulak veya işitme siniri probleminin birlikte bulunması halidir.

Bu kişiler, bazı kelimeleri gayet iyi anlarken, bazılarını ayırt edemezler. Genelde tedavi oranı düşüktür. Uygun işitme cihazı kullanarak sorunlarını alt düzeye indirebilirler.

3.2.4- Fonksiyonel işitme kaybı
Organik kökeni olmayan, zihinsel bir işitme kaybıdır. Bu kişiler, işitme cihazını kullanarak işitme sorunlarını çözebilirler.

3.2.5- Merkezi işitme kaybı
İşitme merkezinin zedelenmesi durumunda meydana gelir. Koklear çekirdekler ve işitsel korteks arasında farklı nedenlerden meydana gelen bu işitme kaybının da tedavisi pek mümkün değildir. Bu kayba sahip kişiler, işitme cihazı kullanarak sorunların bir kısmını düşürebilirler.

3.3.İşitme Kaybı Dereceleri

3.3.1.Normal işitme (0-25 dB)  

3.3.2.Çok hafif derecede işitme kaybı (26-40 dB)

Kısık sesli konuşmalarda sıkıntı çekilir. Yakın mesafede sesler daha iyi duyulur.
Düşük volümlü sesler duyulamaz. Gürültülü ortamlarda konuşmayı anlama seviyesi düşer.

3.3.3.Hafif derecede işitme kaybı (41-55 dB)

Başkasıyla konuşurken anlama sorunu yaşanır ve zamanla konuşma bozukluğu başlar, kelimeler düzgün telaffuz edilemez. Zamanla dil yeteneği ve kelime hazinesi zayıflar.

3.3.4.Orta derecede işitme kaybı (56-70 dB)

Seslerin anlaşılabilmesi için ses şiddetinin yüksek olması gerekiyor.

Düşük ve orta seviyedeki sesler duyulamaz, konuşmayı anlama arka gürültülü ortamda çok zorlaşır.

3.3.5.İleri derecede işitme kaybı (71-90 dB)
Kişinin konuşma sesleri yükselmiştir. Grup içindeki konuşmalar anlaşılabilir ancak çok fazla çaba gerektirir. Sesleri pek tanımazlar, kelimeleri de pek fark etmezler. Çevreden gelen sesleri ayırtmakta sorun yaşarlar.

3.3.6.Çok ileri derecede işitme kaybı (91 dB ve üstü)
Çok yüksek bazı sesler duyulabilir. İşitme cihazı olmadan kişilerin konuşmalara katılması pek mümkün değildir. Algılama sorunları yüksektir. Kelimeleri anlamakta sorun yaşar ve dil öğrenme yetenekleri zayıftır.

3.4.İşitme kaybı oluşma zamanları

-Doğum öncesi

-Doğum esnası

-Doğumdan sonra

3.4.1- Doğum öncesi (Prenatal)

Annenin hamilelik sırasında geçirdiği riskli yaşam şeklidir.

Nedenleri:

-Annenin X-Ray ışınlarına maruz kalması,

-Genetik durum,

-Hamilelik sırasında geçirmiş olduğu ateşli hastalıklar,

-Annenin sistemik hastalığının olması,

-Annenin kaza geçirmesi, travma benzeri durumlara maruz kalması.

3.4.2- Doğum esnası (Perinatal)
Çocuğun doğum sırasında geçirmiş olduğu riskli dönemdir.

Bunlar:

– 1500gr.’dan düşük kilo ile doğması,

-Kan uyuşmazlığı sorununu,

-Bebeğin doğum esnasında fazla oksijensiz kalması,

-Doğum esnasında kafa travması geçirmesi sayılabilir.

3.4.3- Doğum sonrası (Postnatal)

Çocuğun geçirmiş olduğu riskli dönemdir.

Bunlar:

-Ateşli hastalık geçirmesi,

-Havale geçirmesi

-Ototoksit ilaç kullanması,

-Antibiyotik kullanımı,

-Yüksek gürültüye maruz kalma,

-Kulak enfeksiyonu geçirmesi,

-Genetik gibi nedenler sıralanabilir.

4. KONUŞMA ZAMANLARINA GÖRE İŞİTME KAYIPLARI

4.1. Doğuştan veya konuşmaya başlamadan önce oluşan işitme kaybıdır.

Bebekte işitme kaybının altı aylık olana kadar tespit edilmesi ve erken müdahale edilmesi, çocuğun konuşma ve dil gelişimi açısından büyük önem taşır. Çünkü erken önlem alınmayan işitme kayıpları çocuğun konuşmasında gecikmelere  sebep olduğu gibi sosyal ve duygusal problemlere de yol açar. “Otoaküstik Emüsyon” dediğimiz aletle, bebekte işitme azlığı olup olmadığı anlaşılır. Bu testler sayesinde erken yaşta işitme cihazı kullanarak konuşma sağlanır. Böylece dilsizlik denen olayın da önüne geçilmiş olur.

4.2.Konuşmaya başladıktan sonra, ancak konuşmayı öğrenmeyi bitirmeden oluşan işitme kaybıdır.

Çocuk işitme cihazından fayda görebilecek durumda ise işitme cihazı kullanılır. Fayda sağlanamayacak derecede işitme kaybı varsa yapılan ilave tetkiklerle beraber “koklear implant” denen ve halk arasında “biyonik kulak takılması” adı verilen operasyon yapılır. Operasyon sonrası eğitimler de çok önemlidir. Böylece işitme kaybının en aza indirilmesi ve sosyal etkinliklerinin devam ettirilmesi, en önemlisi de duyarak konuşmayı öğrenmesi sağlanır. Çocuğun işitme kaybı 5-6 yaşına kadar fark edilmezse, kalıcı konuşma bozuklukları veya hiç konuşamama gibi sorunlar yaşanabilir.

Konuşma ve dil açısından çocuğun ilk bir yıl çok önemlidir.  Bu çocuklar okuma yazmada yaşıtlarına göre geri kalıyor ve başarısızlık oranı, sağlıklı çocuklara göre on kat daha fazla görülüyor.

4.3.Dil yeteneğini geliştirip, konuşmayı öğrendikten sonra oluşan işitme kaybıdır.

İşitme sorunu yaşayanlar iletişim sorunu da yaşar.  Kişi çevresiyle, dostlarıyla, aile bireyleriyle sınırlı iletişim içinde olur ve çember her geçen gün daralır.

İşitmek ve anlamak, yaşamın bir parçasıdır. Sorun sadece sesleri duymamak değildir, duymak hayatın toplamıdır. İşitme sorunu başladıktan sonra hızla büyür. Sinirleri alt üst eder, yaşamı farklılaştırıp anlamsızlaştırır. Bu durum kişide sinirlenme, köşeye çekilme, daralma, gocunma, darılma, negatif düşünme gibi durumlara sebep olur.

4.4.Çocukluk çağı işitme kayıpları:

Doğuma ve orta kulak iltihaplarından kaynaklanır. Genelde kalıtsaldır. Orta kulak iltihapları ise en sık rastlanan bakteriyel hastalığı, çoğunlukla antibiyotik kullanımdan kaynaklanır. Genelde çift taraflı ve çok hafif dereceli iletim tipi kayıplardır.

4.5.Yetişkin çağı işitme kayıpları,

Orta kulak iltihabları ve kulak yapısal kireçlenmesinden kaynaklanır.Tek veya çift taraflı,  iletim tipi veya mikst tip kayıplardır.

4.6.Yaşlılık çağı işitme kayıpları,

İç kulaktaki ve işitme sinirindeki dokuların yaşlanma durumuna bağlıdır. Orta yaşlardan itibaren görülür. Yaşlılığa bağlı işitme kayıpları çift taraflı, hafif-orta dereceli nörosensoryel tip kayıplar olup yaşın ilerlemesiyle oranlar artar.

5. ANİ İŞİTME KAYBI NEDİR?

Ani işitme kaybı, 3 günden kısa sürede oluşan, peşpeşe gelen 3 ses frekansında en az 30 dB işitme kaybı oluşmasıdır.

İşitme testinde peşpeşe 3 frekansta 70 dB işitme kaybı gözlenmektedir.

Ani işitme kaybı, senede yüzbin kişide 5-20 arasında görülür. 40’lı yaşlarda daha sık ortaya çıkmaktadır. Genellikle tek kulağı etkileyen bu durum, erkek ve kadını aynı sıklıkla etkiler.

5.1.Ani işitme kaybının sebebi nedir?
Ani işitme kaybının kesin olarak sebebi bildirilmemekle beraner, oluşumda suçlanan bazı sebepler bulunmaktadır:

5.1.1. Viral Enfeksiyonlar
Viral enfeksiyonlar sonucunda sinirsel etkilenme ortaya çıkabilmektedir. Geçirilen bir viral enfeksiyon sonucunda (Kabakulak, kızamık, kızamıkçık, herpes virüs, grip gibi) ani işitme kaybı ortaya çıkabilir.

5.1.2. Damar Tıkanıklığı
İşitme ve dengenin merkezi olan iç kulağı besleyen damarsal yapılar çok narin, ince ve sayı olarak azdır. Kan pıhtılaşma bozukluğu ya da damarı tıkayacak herhangi bir neden sonucunda (Lösemi, emboli  gibi) ani işitme kaybı görülebilir.

5.1.3. Otoimmün Hastalıkları
Vücudumuzu korumakla görevli savunucu hücrelerimiz, vücudumuzdan olanla olmayanı ayırt etme özelliğine sahiptir. Bazen bu mekanizma bozulur ve vücut hücreleri de yabancı madde gibi algılanarak savaş açılır. İç kulağın bu durumdan etkilenmesiyle ani işitme kaybı oluşur.

5.1.4. Bakteriyel Enfeksiyonları
İç kulakta labirent adı verilen yapının bakteriyel enfeksiyonu ile ani işitme kaybı oluşur.

5.1.5. Tümörler
Kulak yapılarını, ya da işitme sinirinin beyine ulaşımındaki herhangi bir yerini etkileyen tümörlerde görülür )Meninjiom, hemanjiom, akustik nörinom).

5.1.6. İlaçlar
İşitmeye kötü etkisi olan bazı ilaçlar (streptomisin, siklofosfamid, bazı idrar söktürücüler, sisplatin vb.) etkileriyle olur.

5.1.7. Travmalar
Ani işitme kaybı oluşturabilecek travmalar çok çeşitlidirler. Burada konu, iç kulak travmasıdır. Kafa travmasının yaratabileceği bir iç kulak travmasının yanısıra, sadece iç kulak yapılarının mukoza ya da zarlarında yırtık oluşturabilecek basınç değişiklikleri de ani işitme kaybı ile sonuçlanabilmektedir.

5.1.8. Metabolik Hastalıklar
Şeker hastalığı, yağ metabolizması bozuklukları ve karbonmonoksit zehirlenmesi v.s.

5.2.Ani işitme kaybına nasıl tanı konulmaktadır?
-İşitme kaybının ani gelişmesi şikayetiyle müracaaet eden hastanın öyküsünde üç günden kısa sürede gelişen işitme kaybı dikkat çekicidir. Bazen, işitme kaybının yanısıra, başdönmesi de eşlik eder.
-Yapılan işitme testinde peşpeşe üç frekansta en az 30 dB işitme kaybı tespit edilir.
-Kan biyokimyasında metabolik ve etyolojik faktörler taranır.
-İşitme kaybı üç haftada düzelmezse MR ve tomografi ile ayrıntılı incelemeye gidilir.

5.3.Ani işitme kaybının tedavisi
Ani işitme kaybı ile ilk 10 günde müracaat eden hasta hiperbarik oksijen tedavisine alınır. Bu tedavide en iyi sonuçlar, ilk 48 saatte müracaat eden hastalarda alınmaktadır. 15 günün üzerinde gecikilmiş hastalarda başarı oranı çok düşüktür.

Bunun yanısıra, kanı sulandırıcı bazı ilaçlar, kortikosteroidler, karbojenler, yüksek molekül apırlıklı serumlar, vitamin ve idrar söktürücüler, koenzim Q gibi bazı tedaviler tek tek ya da kombine olarak uygulanabilmektedir.

5.4.Hastalığın seyrine etki eden faktörler;
-Yaş: ileri yaş kötü belirteçtir.
-İşitme kaybının şiddeti negatif etki eder.
-Eşlik eden başdönmesi negatif etkilidir.
-Damarsal risk faktörleri negatif etkilidir.
-Şeker hastalığı, gibi metabolik hastalıklar kötü etkilidir.
Ani işitme kaybında en önemli konu tedaviye mümkün olan en kısa sürede başlanmasıdır. Bu hastalıkta ne kadar zaman boşa harcanmışsa, tedaviye alınabilecek olan iyi yanıt ümidi o kadar azalmaktadır.

6. İŞİTME TESTLERİ

İşitme kaybını anlamak için işitme testleri yapılır.

İşitme testini hangi koşullarda yaptırmalıyız:

-Normal konuşmayı duymada zorlanmak,

-İnsanların ne söylediğini anlamak için yüzlerine dikkatle bakmak,

-İnsanlara söylediklerini tekrarlatma ihtiyacı hissetmek,

-Televizyon ve radyonun sesini aşırı açmak,

-Konuşurken karşıdaki insanın fısıldadığı hissi,

-Kulakta enfeksiyon, ağrı veya çınlamanın uzun süre devam etmesi,

-Duymaya çabalarken yorgunluk ve rahatsızlık hissi,

-Telefonla konuşurken bir kulağın daha iyi duyması.

7.ÖLÇÜM

7.1.ABR

İşitme taraması programlarında kullanılan ve elektrofizyolojik bir ölçüm yöntemi olan ABR en güvenilir yöntemlerden biridir. Kişiye nasıl duyduğunu hiç sormadan, tamamen objektif verilere dayanarak yapılan bir ölçümdür. Yöntemde, kişiye gelen işitme uyarıları elektrofizyolojik dalgalara dönüştürülür ve beyin dalgalarının bu uyaranlara verdiği cevapla kişinin işitip işitmediği anlaşılır.

7.2.Bera

Bera adı verilen işitme testinin, kişiye gönderilen işitsel uyaranların elektriksel olarak kaydını yapar. Bu kaydın yapılması için kişinin baş bölgesine bantlarla elektrotlar yapıştırılır ve kulaklıklar takılarak hastaya işitsel uyaranlar gönderilir. Bu test güvenilir bir şekilde yeni doğanda bile işitme kaybının olup olmadığını ve varsa ne kadar olduğunu gösterir. Yetişkinlerde de ani işitme kayıplarında, işitme kaybının tümöre bağlı olup olmadığını anlamak için, beyin sapı tümörlerinde, MS gibi beyin sapını etkileyen hastalıkların tanısında Bera testi önemli ipuçları verir. Yüzde 95’e kadar olan kayıplar cihazla telafi edilebiliyor.

8.İŞİTME CİHAZI NEDİR?

Gözlük gibi vücudun dışına takılan, sesi algılamayı sağlayıp şiddetini ayarlayan alettir. Kalıcı işitme kaybına sahip bireylerin, medikal tedavilerden fayda görmediğinde, frekansa göre sesleri yükselten, uyarlayabilen, odyolojik verilere göre şekillenebilen, komut alan elektronik bir cihazdır.

İşitme cihazları dijital ve analog olmak üzere temelde ikiye ayrılıyor. Estetik görünüme önem verenler için de kulak arkası ve kanal içi işitme cihazları var ve bu modeller tamamen kanal içinde kalır ve dışarıdan hiç görünmez. Ancak kulak zarında delik varsa, kulakta akıntı varsa kanal içi cihaz kullanılamıyor. Bunun yerine kulak arkası cihaz öneriliyor. İşitmesi çok farklılık gösteren vakalarda mecburen dijital işitme cihazları kullanıyoruz. Daha ileri teknoloji ile üretilen bu cihazlarda ileride işitmede meydana gelen değişikliklere karşı cihaz üzerinde tekrar ayarlama yapılabiliyor. Yüzde 95’e kadar olan işitme kayıplarında cihazlardan yararlanabiliyoruz. Cihazlar teknolojik gelişmelerle birlikte çok küçüldü. Bu durum cihaza karşı geliştirilen psikolojik tepkileri de azalttı.

Türkiye genelinde yılda 40 bin işitme cihazı kullanıldığı tahmin ediliyor.

Doğru seçilmiş bir işitme cihazı;

 -Güç ve tehlikeli durumlarda; (araba çarpmasına karşı veya arkadan gelen sesi duymak gibi) sizi korur.

-Çevredeki tüm sesleri duymanıza yardımcı olarak grup çalışmalarında katılımınızı artırır.

-Daha sosyal olmanızı, yaşamdan daha fazla keyif almanızı ve daha kaliteli yaşam sürmenizi sağlar.

İşitme Sorununu Çözmek, Doğru Tespit ve Uygun İşitme Cihazı İle Mümkündür:

İşitme kaybı ve çeşidi tespit edildikten sonra, işitme kaybını kontrol altında tutabilecek, kullanıcının rahat edebileceği işitme cihazı seçilir. İşitme merkezlerinde veya KBB doktorlarından detaylı bilgi alınabilir. İşitme cihazlarında maksimum fayda sağlamak için belirli bazı şartların yerine gelmesi gerekir.
Kişinin işitme kayıp türü, seviyesi, yaşı ve çalıştığı ortam göz önünde bulundurularak işitme cihazı verilir. İşitme Cihazı seçimini uzman kişiler yapar. İşitme cihazı çeşitleri

1- Kulak arkası

2- Kulak içi

3- Kanal içi

4- Dip kanal

5- Gözlük tipi

6-Cep tipi

Sadece cihazı alıp kulağına takmak yetmiyor.  İşitme kaybının frekans tabanlı olması, her frekansa ayrı kazanç sunmayı zorunlu hale getirmektedir. Frekansların farklı tespit edilebilmesi için gerekli türleriyle beraber işitme testleri yapılmalıdır. Cihazın frekansa göre uyarlanabilmesi için frekans yanıtının doğru alınması gerekmektedir.

9. İşitme kaybının türünü, seviyesini, frekans çözünürlüğünü tespit etmek için aşağıdaki işitme testlerinin tam yapılması gerekmektedir.

Ön Koşular:

A) Odyo Testinin Tam Yapılması
 Yapılan işitme testi 5 bölümden oluşur.
1- Eşik testi: Ses seviyesi, frekans bazlı tespit edilir.
2- Kemik yolu işitme eşiği: İşitme kaybı türü tespit edilir.
3- En rahat ses seviyesi: Sinus tonlarıyla rahat ses seviyesi tespit edilir.
4- İnsan sesiyle en rahat seviye: İnsan sesleriyle rahat konuşma seviyesi tespit edilir.
5- Tedirgin edici ses seviyesi: Kişinin yüksek seslere karşı gösterdiği tepki  ölçülür.

B) Saf Ses Tonu Veren Kaliteli Cihaz

İşitme kaybının oluşması durumunda sesleri üreten mekanizmada bazı bozulmalar meydana gelir. Kişinin ses ihtiyacı ve duyarlılığı değişir. Seslerin algılanabilmesi için işitmesi bozulan kişinin ihtiyacını karşılayan, durumuna göre uyarlanabilen cihaza ihtiyaç olur.  İnsanlar hareketlidir; farklı mekanlara girer çıkarlar, farklı ortamlarda bulunur ve farklı şeylerden keyif alırlar. Farklı müzik dinler ve farklı seviyelerden hoşlanırlar. İşitme cihazları  tam duyanlar için değil, duyma kaybı olanlar içindir. Konuşmalar, çevre sesleriyle beraber veya farklı zamanda gerçekleşir, gürültünün aynı frekansta olması, konuşmaları bastırır ve zayıflatır. İşitme cihazı teknik yapısı itibariyle, mikrofon tarafından algılanan tüm sesleri yükseltir. Karmaşık algılanan gürültü, iç içe olan ve farklı frekanslarda üretilen seslerin ayrışması, rahatsız edici seslerin ve gürültülerin zayıflatılması, konuşmanın belirginleşmesine katkı sağlar. Konuşmayı öğrenmek ve doğru telaffuz etmek duymanın kalitesine bağlıdır.

Düzgün duyanlar, düzgün konuşur, düzgün duyanlar düzgün taklit ederek aynı sesi üretebilir. Cihazın görevi, sadece sesi yükseltmek değil aynı zamanda sesi sadeleştirmek ve kullanıcının seveceği konuma getirmektir. Yeni dil öğrenen bebekler ve çocuklar düzgün duyarlarsa, düzgün telaffuz edebilirler. Zekaları gelişir, kelime birikimi yapabilirler. Kelimenin, saf ve sade olmayan seslerden ayrışması, bebek tarafından fark edilmesi mümkün değildir.

Sade ve temiz ses üretmeyen cihazlar, kelime değil gürültü üretirler, gürültünün üretilmesi ise kullanıcıyı ancak asabileştirir. Normlara göre üretilmeyen ve uygulanmayan cihazların kullanılması durumunda, iç kulakta geride kalan sinir sistemini de tahrip ederek, kalıcı çınlamanın oluşmasına ve sağırlığa neden olur.

C) Uyumlu Cihaz

İşitme kaybının telafisine yönelik dijital teknolojide kullanılan farklı cihaz çeşitleri bulunmaktadır. Cihaz seçiminde, işitme kaybının seviyesi, çeşidi, kulağın anatomik yapısı ve kişinin cihazı kullanım becerisi gibi etkenler büyük rol oynar.  Örnek olarak;  normal şartlarda yüksek frekans kayıpları için, openfit denilen cihazlar tavsiye edilir. Koklearda hasarı olan, çok ileri kayba sahip bireyler için çok kanallı kulak arkası cihaz tavsiye edilir.  Alternatif olarak kanal içi ve mikro Power cihazlar tavsiye edilebilir. Kanal içi cihaz kullanan kişi, tercih edeceği cihazı kullanabilmelidir, günlük bakımı yapmalı ve filtresini kontrol edebilmelidir. Hoparlöre sıvı kaçması durumunda, tamir için ücret ödemeye hazır olmalıdır.

Temel prensipte algılama sorunu artıkça, yüksek donanımlı cihaza ihtiyaç vardır. Kişi için gürültü büyük sorun ise çok kanallı cihazlara ihtiyaç vardır. Kişinin algılaması düşük ise çok kanallı ve donanımlı cihaza ihtiyaç vardır. Uyumlu cihaz, tek bir bakış açısıyla tespit edilemez. Bunun farklı boyutları vardır. Lütfen detaylı bilgi için” İşitme cihazları uyarlama metotları” kitabına müracaat ediniz.

D) Cihaz Uyarlamasının Doğru Yapılması

Ses bir ihtiyaçtır, duymak bir  zevktir. Her birey farklı seslerden hoşlanır ve farklı seslerden kaçınır. Her bireyin kendine özgü bir ses dünyası bulunur. Bu ses dünyasında kendisinin hoşuna giden tınılar ve melodiler bulunmaktadır.

Modern işitme cihazları, cihazdan öte bir mini bilgisayardır. Farklı işitme kayıplarını karşılayabilir, çok farklı şekilde uyarlanabilir. Gündelik sorunlara karşı geliştirilen  çözülebilir, kullanıcının endişesi yok edilebilir.

Sorunlara uyumlu parametrelerin seçilmesi, ortam yapısıyla uyumlu programların yapılması, ince parametreleri dinamik uyarlama ile desteklemesi cihazı kulakta yük değil,  vazgeçilmez bir değer yapacaktır. Kullanıcının cihazından memnun kalmaması durumunda, sorunları belirgin bir şekilde açıklaması gerekmektedir.

İşitme cihazı uygulaması sırası ve sonrası,

İşitme cihazı uygulaması ve ayarları kişiye özel olarak yapılır. İşitme cihazlarının özellikle kulak içi, kanal içi ve tam kanal içi tiplerinin kullanımları, takılıp çıkarılmaları kolaydır. Çok küçük olduklarından estetik kaygıya gerek yoktur. İşitme cihazları, gece yatarken gözlük gibi çıkarılır. Bu cihazların pillerinin dönem dönem değiştirilmeleri veya şarj edilmeleri gerekir. Cihazın özelliklerinin iyi öğrenilmesi, aksaklık durumunda gecikmeden servis alınması gereklidir. İşitme cihazı kullanan hastaların, işitme kayıpları zaman içinde ilerleyebileceğinden ve kulak kanallarının cihazla uzun süre tıkalı kalmasına bağlı olarak buşon veya basit dış kulak yolu iltihabı ihtimali bulunduğundan, yıllık olarak hekim muayenesi önemlidir. Yine cihazlı ve cihazsız işitme tetkiki ile cihaz teknik kontrolünün yıllık bazda yapılması gereklidir

Memnuniyetin önünde duran nedir?

Kulağın kendisi mi, yanlış kullanım veya uyarlama mı, yanlış teşhis mi, yanlış seçilen cihaz mı teker teker kontrol edilmelidir. Önemli olan doğru cihazın, doğru parametrelerle ve doğru uygulayıcı tarafından uygulanmasıdır.

-Duymak Hayattır.

Ömür boyunca iyi duymak için yüzlerce neden var, bazıları aşağıda sıralanmıştır.

1.Bilgi edinmek için:

Ana karnından başlayan eğitim süreci, ömür boyunca devam eder. Bilgi edinmenin vazgeçilmez öğelerin başında, iyi duymak gelir. İyi duyanlar, iyi konuşur ve iyi düşünürler, iyi düşünenler ise hayattan keyif alır.

2.İletişim için:

 İnsan diyaloğu hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. İletişimin ana öğesi iyi duymaktır. Kant’ın, ‘’görmemek insanı eşyadan ayırır, duymamak ise insanı insandan ayırır.’’ dediği gibi… İnsanlarla sosyal bir çevre içinde yaşamak isteyenler mutlaka iyi duymalıdır.

3.Duyarlı olmak için:

 İyi duyanlar, duygularını iyi ifade ederler. Karşı tarafın duygularını hem gözle görerek hem de duyarak emin olur.

4.Aktif olmak için:

İyi duymayanlar yaşamda hep pasif kalır. Çünkü hayata karşı çekingen olurlar. İşlerini rahat yapmaları için mutlaka iyi duymaları gerekir.

5.Sesleri tanımak için:

 Gelen seslerin tanınması, cevap verilmesi, analiz edilmesi hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır.

6.Tehlikeden haberdar olmak için:

 Çevrede olup bitenlere reaksiyon göstermek ve çevreden gelebilecek tehlikelere karşı hazırlıklı olmak için iyi duymak şarttır.

Gün boyunca emniyetli olmak için: Yaşamını her alanda rahat sürdürebilmesi için, hayatını günlük yaşanabilecek tehlikelerden korumak esastır.

7.Güzel konuşmak için:

 İyi duymayan, iyi konuşmanın nasıl olduğunu bilemez. Güzel konuşmak için en iyi şekilde iyi duymak gerekir.

Kendini iyi ifade etmek için: Yaşamın farklı alanlarında, farklı olaylar karşısında, kendini koruması için kendini iyi ifade etmesi gerekir.

8.Güvende olmak için:

Yaşamını tedirginlik duymadan sürdürebilmesi, üretken olması ve psikolojik baskıda olmaması için kendini güvende hissetmesi şarttır.

Bunlar gibi daha yüzlerce neden sayılabilir.

Tavsiyemiz, işitme kaybı olup da işitme cihazını kullanmayan veya  işitme cihazı kullanmak istemeyenler yada cihazı olup da, iyi randıman alamayanlar, en kısa zamanda, yaşamın en büyük zevklerinden biri olan, duymanın zevkini Earnet işitme cihazı kullanarak yaşasınlar.
10. İşitme Cihazlarının Tarihsel Gelişimi

İşitme cihazı teknolojisinin tarihsel gelişimi 4 ana periyoda bölünmüştür.

1. Akustik Çağ

2. Karbon İşitme Cihazları Çağı

3. Vakum Tüp Çağı

4. Transistör Çağı

1-Akustik Çağ

İşitmeyi iyileştirmek amacıyla ilk kullanılan yöntem, kulak arkasına el tutmaktır. Kozmetik olarak iyi görünmemekle birlikte 1000 Hz- 3000 Hz arasında yaklaşık 14 dB’lik bir kazanç elde edilebilir. 17.yy – 19. Yy arasında konuşma tüpleri, boynuz ve huni gibi akustik amplifikatörler kullanılmıştır.

2-Karbon İşitme Cihazları Çağı

1876 Graham Bell’in telefonu icadından sonra telefon teknolojisi, işitme cihazlarına adapte edilerek, karbon işitme cihazları yapılmaya başlanmıştır. İlk karbon işitme cihazı ABD’de 1902 yılında Miller Rees tarafından yapılmıştır.

Basit bir karbon işitme cihazının üç elementi vardır: Karbon mikrofon, bipolar veya monopolar magnetik receiver ve bateri artı iletim kordonları.

1932’de manyetik sisteme, kemik receiver eklenerek ilk kemik iletim cihazı yapılmıştır. Bu çağda birçok teknik ve kavram geliştirilmiş ve işitme cihazı teknolojisi gelişmeye başlamıştır.

3-Vakum Tüp Çağı

Vakum tüplerinin gelişmesi işitme cihazı teknolojisini de geliştirmiş, karbon mikrofonlar vakum tüp amplifikatörlerle kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra bu tip işitme cihazlarında kristal mikrofonlar kullanılmış, pil küçülmüştür. Automatic Gain Control (AGC) cihazlar gelişmiş, ancak yaygın olarak kullanılmamıştır. İşitme cihazı boyutları küçülmüş, cepte taşınabilir hale gelmiştir. Vakum tüp işitme cihazları, karbon işitme cihazlarından daha yüksek kazanç, daha geniş frekans cevabı ve daha düşük distorsiyon sağlar. 1946’da manyetik mikrofonlar gelişmiştir. Bu çağ aynı zamanda, odyolojinin doğumunu da sağlamıştır.

4-Transistör Çağı

Günümüz işitme cihazlarının temeli olan transistör, 1950’de “Bell Telephone Laboratories” tarafından icat edilmiştir. Sonrasında işitme cihazları, daha küçük ve flexible bir şekle ulaşmıştır. Silikon transistörler, seramik ve elektret mikrofonlar kullanılmış, gözlük tipi işitme cihazları genel olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bunlar yerini 1960’larda kulak arkası işitme cihazlarına bırakmıştır.

1971’den sonra bu teknoloji çok hızlı ilerlemiş, çok ince elektret / FET mikrofonlar kullanılmış, kulak içi işitme cihazları gelişmiştir. Sonraları ise AGC, Wide Dynamic Range Compression, analog dijital gürültü azaltma sistemleri kullanılmıştır.

11.Mevzuat:

11.1. İşitme Cihazı ve Kulak Kalıbı (Madde 9)

Resmi gazetede yayımlanan 5 Ağustos 2015 tarih ve 29436 sayılı tebliğe göre  dijital programlanabilir işitme cihazlarının bedeli Kurumca karşılanır. Cihaz otomatik veya manuel ses kontrol sistemi, maksimum çıkış kontrol sistemi ve kazanç kontrol sistemi özelliklerine sahip olmalıdır.

11.2 İşitme cihazı bedeli ödenebilmesi için;

a) 8 yaş altı çocuklarda; konuşmayı ayırt etme skoru şartı aranmaz. 8 yaş ve üzerinde konuşmayı ayırt etme skoru yapılamaması durumunda tıbbi gerekçesi sağlık kurulu raporunda belirtilmelidir.

b) 0-18 yaş çocuklarda; işitme kaybının kalıcı işitme kaybı olduğu 3. basamak resmi sağlık kurumlarınca düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilmeli ve işitme eşikleri saf ses odyometri testi ile belirlenmiş ise iyi işiten kulakta 500-1000-2000-4000 Hz frekanslarında saf ses ortalaması en az 26 dB ve üzerinde olmalıdır.

18 yaş altı çocuklar için belirlenmiş olan tutar; 0-4 yaş için % 80, 5-12 yaş için % 60 ve 13-18 yaş için % 50 oranında artırılarak Kurumca bedeli karşılanır.

c) 18 yaş üzeri erişkinlerde; işitme kaybının kalıcı işitme kaybı olduğu resmi sağlık kurumlarınca düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilmeli ve saf ses odyometri testi yapılan hastalarda iyi işiten kulakta 500-1000-2000-4000 Hz frekanslarında saf ses ortalaması en az 30 dB ve üzerinde olmalıdır.

d) İşitme cihazı ödemesi 5 yılda bir yapılır. Sağlık kurulu raporu ve odyolojik test sonuçları dört ay süreyle geçerlidir.

e) İşitme cihazı kulak kalıplarının yenilenmesinin gerektiğinin tek KBB uzman hekimi raporu ile ibraz edilmesi durumunda Kurumca bedelleri karşılanır. Ancak, işitme cihazlarının ilk kez alınması aşamasında, kulak kalıpları için ayrıca herhangi bir ödeme yapılmayacaktır.

11.3. Engelli Kimlik Kartı, 19.07.2008 tarihli ve 26941 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Engelliler Veri Tabanı Oluşturulmasına ve Engellilere Kimlik Kartı Verilmesine Dair Yönetmelik” gereği engellilere tanınan hak ve hizmetlerden yararlanmada kullanılmak üzere verilen kimlik kartıdır. Engelli kimlik kartı İl Sosyal Hizmetler Müdürlükleri tarafından verilir.

-01.07.2005 tarihinde kabul edilen ve son olarak 06.02.2014 tarihinde yapılan değişiklik ile 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun, engellilerin eğitim almaları ile ilgili 15. maddesi şöyledir; “Madde 15- (Değişiklik: 6/2/2014-60518/73 md.) Hiçbir gerekçeyle engellilerin eğitim alması engellenemez. Engelliler, durumları dikkate alınarak, yaşadıkları ortamda eşitlik temelinde, yaşamları boyunca eğitim imkânından yararlandırılır. Genel eğitim sistemi içinde engellilerin eğitim almasını sağlanır. Örgün eğitim programlarına farklı nedenlerle geç başlamış engellilerin bu eğitime dâhil edilmesi için gerekli çalışmalar yapılır. Üniversite öğrencilerinden engelli olanların öğrenime etkin katılımlarını sağlamak amacıyla Yükseköğretim Kurulu koordinasyonunda, yükseköğretim kurumları bünyesinde, engellilere uygun araç-gereç ve ders materyallerinin, uygun eğitim, araştırma ve barınma ortamlarının temini ile eğitim süreçlerinde yaşadıkları sorunların çözümü gibi konularda çalışma yapmak üzere Engelliler Danışma ve Koordinasyon Merkezleri kurulur.

12. Engelli bireylerin talepleri:

Duyduk Duymadık Demeyin!

– Yatılı okullarda okuyan işitme engelli çocukların yangın, deprem gibi acil durumlar için ” sallanan yatakla” uyarı sistemi kurulması.

– Okul çağındaki çocuklarımıza FM cihazı zorunlu hale getirilmeli ve masraflarını devlet karşılamalıdır. Cihazın kullanımı ile ilgili kullanıcının öğretmenine eğitim verilmelidir.

– Kullanıcılar doğayı korumak için implant ve kulak arkası cihaz pillerini geri dönüşüm çerçevesinde değerlendirilmesi ve teşvik edilmesi.

13.SONUÇ:

İşitme kayıplarının çok önemli ve çeşitli sonuçları vardır.

Gelişen dünya ile birlikte günlük yaşamda karşılaştığımız olaylar hayatı herkes için daha da zorlaştırıyor. İşitme kaybınız varsa, sevdiklerinizle yaptığınız konuşmalar, toplantılar, telefon görüşmeleri veya televizyon izlemek için bile çaba sarf etmeniz gerekebilir. Böyle durumlar, işitme kaybı olan insanların büyük bir bölümü sosyal hayattan çekilirler. Hayat kaliteleri gözle görülür şekilde düşer.

Tatlı sözün yılanı deliğinden çıkarabilmesi için onu duymak gerek önce değil mi.

-Sesini duyduğuma sevindim.

-Sesini duymak iyi geldi.

Özetle duymak güzeldir, her şeydir.

Hazırlayan: Alisa Çiçek Akyol

Her daim özlediğiniz sesleri duyabilmeniz ümidiyle

Kaynak: haberlerankara.com 

Kaynaklar:

1- Anayasa

2- Resmi Gazete

3- Artı İşitme Merkezi

4- www.mevzuat.gov.tr

5-KARAARSLAN Erkan, “Engelli Hakları”, Bilişim Eğitim ve Araştırma Derneği (BEKAD) yayını, 2014.

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın